Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HOMOPHOBIA : English Turkish

n. homofobi, eşcinsellik korkusu, eşcinsellik düşmanlığı, homoseksüellerden korkma veya nefret etme, homoseksüellikten nefret etme

HOMOPHOBIC : English Turkish

adj. homofobik, eşcinsellik korkusu çeken, eşcinsellik düşmanlığı besleyen, homoseksüellerden korkan veya nefret eden, homoseksüellikten nefret eden

HOMOPHONE : English Turkish

n. eşsesli sözcük, sesteş sözcük

HOMOPHONIC : English Turkish

adj. eşsesli, ahenkli, aynı perdeden

HOMOPHONY : English Turkish

n. tek sesli, sadece bir bölümü olan müzik, tek baskın melodisi olan müzik; aynı sese sahip olma özelliği, eş seslilik (Dilbilim)

HOMORGANIC : English Turkish

adj. aynı konuşma organlarından çıkan, aynı konuşma organları tarafından ifade edilen (Dilbilim)

HOMOSEXUAL : English Turkish

n. homoseksüel, eşcinsel

HOMOSEXUAL : English Turkish

adj. homoseksüel, eşcinsel

HOMOSEXUAL INTERCOURSE : English Turkish

homoseksüel birleşme, homoseksüel cinsel ilişki, eşcinsel birleşme, aynı cinsiyetteki iki öğenin cinsel birleşmesi

HOMOSEXUAL LOVE : English Turkish

homoseksüel aşk, eşcinsel aşk, aynı cinsiyetteki iki kişinin birbirine duyduğu cinsel çekicilik

HOMOSEXUAL SEX : English Turkish

homoseksüel seks, homoseksüel cinsel ilişki, eşcinsel seks, aynı cinsiyetteki iki öğenin cinsel ilişkisi

HOMOSEXUALITY : English Turkish

n. homoseksüellik, eşcinsellik

HOMOSEXUALLY : English Turkish

adv. homoseksüel bir şekilde, eşcinsel bir şekilde, aynı cinsiyetli iki öğenin birbirine karşı cinsel çekicilik duyması şeklinde

HOMOSPOROUS : English Turkish

adj. homosporlu, sadece tek tür spor üreten (Biyoloji)

HOMOSPORY : English Turkish

n. sadece tek tür spor üreten (Biyoloji)

HOMOTHERMAL : English Turkish

adj. homotermal, sıcak kanlı, çevresel ısı seviyesinden etkilenmeyen görece yüksek vücut sıcaklığına sahip olan (kuşlarda ve memelilerde)

HOMOTHERMIC : English Turkish

adj. homotermik, sıcak kanlı, çevresel ısı seviyesinden etkilenmeyen görece yüksek vücut sıcaklığına sahip olan (kuşlarda ve memelilerde)

HOMOTHERMOUS : English Turkish

adj. homotermik, sıcak kanlı, çevresel ısı seviyesinden etkilenmeyen görece yüksek vücut sıcaklığına sahip olan (kuşlarda ve memelilerde)

HOMOTOPY : English Turkish

n. homotopi, bir eşlemenin diğer bir eşleme ile kesişmesi amacıyla aynı biçimde saptırılması için kullanılan fonksiyon (Matematik)

HOMOTYPE : English Turkish

n. homotif, eş biçimli, başka birininkinin yapısına benzeyen organ parçası veya organ (Biyoloji)

HOMOTYPIC : English Turkish

adj. homotipik, homotif, eş biçimli, başka birininkinin yapısına benzeyen organ parçası veya organ (Biyoloji)

HOMOZYGOSIS : English Turkish

n. homozigos, homozigotluk, homozigotik durumu, bir organizmanın kalıcı genetik özelliklerinin olması ve bu özelliklerin o organizmanın zürriyetine geçmesi durumu

HOMOZYGOSITY : English Turkish

n. homozigos, homozigotluk, homozigotik durumu, bir organizmanın kalıcı genetik özelliklerinin olması ve bu özelliklerin o organizmanın zürriyetine geçmesi durumu

HOMOZYGOTE : English Turkish

n. homozigot, eş gen, benzer gen, gen çiftlerinin tüm özellikleriyle birbirine benzemesinden dolayı sürekli kalıtsal özellikler taşıyan organizma (Biyoloji)

HOMOZYGOTIC : English Turkish

adj. homozigotik, bir organizmanın kalıcı genetik özelliklerinin olması ve bu özelliklerin o organizmanın zürriyetine geçmesi durumu ile ilgili