English Turkish
HOMOEOPATHIST : English Turkish
n. homeopatist, homeopati (eş sağaltım) ile uğraşan kimse; homeopatiye inanan kimse
HOMOEOPATHY : English Turkish
n. homeopati, benzeri ile tedavi yöntemi
HOMOEROTIC : English Turkish
adj. homoseksüel, eşcinsel
HOMOEROTICISM : English Turkish
n. homoerotizm, homoseksüellik, aynı cinsin üyeleri arasındaki cinsel çekicilik
HOMOEROTISM : English Turkish
n. homoerotizm, homoseksüellik, aynı cinsin üyeleri arasındaki cinsel çekicilik
HOMOGAMETIC : English Turkish
adj. homogametik, sadece tek tür gamet üreten (Biyoloji)
HOMOGAMIC : English Turkish
adj. aynı anda olgunlaşan erkek ve dişi bölümleri olan (Botanik); benzer özelliktekilerin ırk karışımı ile ilgili (Biyoloji)
HOMOGAMOUS : English Turkish
adj. homogam, aynı anda olgunlaşan erkek ve dişi bölümleri olan (Botanik); benzer özelliktekilerin ırk karışımı ile ilgili (Biyoloji)
HOMOGAMY : English Turkish
n. homogami, bir çiçeğin erkek ve dişi bölümlerinin aynı anda olgunlaşması durumu (Botanik); benzer özelliktekilerin ırk karışımı (Biyoloji)
HOMOGENEITY : English Turkish
n. homojenlik
HOMOGENEOUS : English Turkish
adj. homojen, aynı yapılı olan, türdeş
HOMOGENEOUS CLASS : English Turkish
homojen sınıf, tüm öğrencilerinin aynı seviyede olduğu sınıf
HOMOGENEOUS SOCIETY : English Turkish
homojen toplum, çok az çeşitliliğin olduğu toplum
HOMOGENEOUSLY : English Turkish
adv. homojen bir şekilde, benzer bir şekilde, tek formda
HOMOGENEOUSNESS : English Turkish
n. homojenlik, benzerlik, aynılık, teklik
HOMOGENESIS : English Turkish
n. homojeniz, zürriyetin ebeveyne benzediği ve aynı çoğalma sürecini takip ettiği çoğalma biçimi
HOMOGENETIC : English Turkish
adj. homogenetik, ( Biyoloji) homojeniz ile ilgili; zürriyetin ebeveyne benzediği ve aynı çoğalma sürecini takip ettiği çoğalma biçimi ile ilgili; aynı yapıya sahip olan, homojen olan
HOMOGENETICAL : English Turkish
adj. homogenetik, ( Biyoloji) homojeniz ile ilgili; zürriyetin ebeveyne benzediği ve aynı çoğalma sürecini takip ettiği çoğalma biçimi ile ilgili; aynı yapıya sahip olan, homojen olan
HOMOGENISATION : English Turkish
n. (Britanya İngilizcesi) homojenleştirme, farklı elementlerin harmanlanması; aynılaştırma, aynı hale getirme, birleştirme; sütte olduğu gibi yağ damlacıklarının bir emülsiyonda eşit şekilde dağıtılması işlemi (homogenization olarak da yazılır)
HOMOGENISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) homojenleştirmek, homojenleşmek, farklı elementleri harmanlamak; aynılaştırmak, aynı hale getirmek, birleştirmek; sütte olduğu gibi yağ damlacıklarını bir emülsiyonda eşit şekilde dağıtmak (homogenize olarak da yazılır)
HOMOGENIZATION : English Turkish
n. (Amerikan İngilizcesi) homojenleştirme, farklı elementlerin harmanlanması; aynılaştırma, aynı hale getirme, birleştirme; sütte olduğu gibi yağ damlacıklarının bir emülsiyonda eşit şekilde dağıtılması işlemi (homogenisation olarak da yazılır)
HOMOGENIZE : English Turkish
v. homojenleştirmek, iyice karıştırmak
HOMOGENIZED : English Turkish
adj. (Amerikan İngilizcesi) homojenleştirilmiş, farklı elementlerle harmanlanmış; aynılaştırılmış, aynı hale getirilmiş, birleştirilmiş; sütte olduğu gibi yağ damlacıkları bir emülsiyonda eşit şekilde dağıtılmış (homogenised olarak da yazılır)
HOMOGENIZED MILK : English Turkish
n. homojenleştirilmiş süt, homojenize süt, kaymağının sıvıya karışması amacıyla yağ öğeleri parçalanmış ve dağıtılmış süt, kaymağı sütte dağlısın diye işlemden geçirilmiş süt
HOMOGENIZER : English Turkish
n. homojeniztör, homojenleştirici, türdeşleştirici, homojenize eden aparat
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani