Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HUAC : English Turkish

HUAC, Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi, komünist oldukları düşünülen vatandaşları soruşturan ABD Temsilciler Meclisi komitesi (1940'ların sonlarında ve 1950'lerin başında faaliyet göstermiştir)

HUANG HE : English Turkish

n. Huang He, kuzey Çin'de bulunan bir nehir (ayrıca Hwang Ho)

HUARACHE : English Turkish

n. Meksika takunyası, deri kayışlı Meksika sandalı

HUB : English Turkish

n. tekerlek göbeği, poyra, merkez, en önemli yer

HUB OF THE UNIVERSE : English Turkish

evrenin merkezi

HUB OF TOURISM : English Turkish

turizmin merkezi, turistik merkez

HUBBA : English Turkish

n. kokain

HUBBARD : English Turkish

n. Hubbard, Hubbard Dağı, Kıyı Dağları'nın bir parçası olan güneydoğu Alaska'da bir dağ tepesi; Amerika Birleşik Devletleri'nde birkaç şehir ismi; soyadı; Lafayette Ronald Hubbard (
1986), kurgusal ve kurgusal olmayan çalışmalar yazarı, felsefi Scientology® tarikatının kurucusu; Elbert Green Hubbard (
1915), Amerika Birleşik Devletleri yazarı ve editörü

HUBBLE : English Turkish

n. Hubble, soyadı; Edwin P. Hubble (
1953), uzak galaksileri gözlemlemiş olan Amerika Birleşik Devletleri astronomu, Hubble Kanunu ile aynı adı taşıyan; Hubble uzay teleskobu (uzayda galaksiler ve neseneler resimleri ileten 1990'da ABD tarafından faaliyete geçirilen)

HUBBLE : English Turkish

n. arbede, kargaşa, hengâme; tümsek, tepe (buz veya yol üstünde); yığın, küme, yığıntı; su borusu, nargile

HUBBLE BUBBLE : English Turkish

n. nargile, karışık ses, gürültü

HUBBLE SPACE TELESCOPE : English Turkish

Hubble uzay teleskobu, uzayda galaksiler ve nesnelerin büyütülmüş resimlerini ileten 1990'da ABD tarafından faaliyete geçirilen güçlü teleskop

HUBBLE'S LAW : English Turkish

n. Hubble Kanunu, (Astronomi) uzak galaksilerin yeryüzünden uzaklaşma hızının gözlemci ile aralarındaki uzaklığına doğru orantılı olduğunu belirten bilimsel kanun

HUBBLE-BUBBLE : English Turkish

n. nargile, dumanın sudan süzüldüğü sigara içme borusu; ayaklanma, kargaşa, panik

HUBBUB : English Turkish

n. gürültü, velvele, şamata, karmaşa

HUBBY : English Turkish

n. koca

HUBBY : English Turkish

interj. kocacığım

HUBCAP : English Turkish

n. jant kapağı, tekerlek kapağı, bir tekerleğin orta bölümünü kapatan yuvarlak metal parça

HUBERT : English Turkish

n. Hubert, erkek ismi; soyadı

HUBERT DE GIVENCHY : English Turkish

n. Hubert de Givenchy, (1927 doğumlu) Fransız moda tasarımcısı

HUBRIS : English Turkish

n. aşırı gurur, kibir, kasılma

HUBRISTIC : English Turkish

adj. aşırı gururlu, kibirli

HUCKABACK : English Turkish

n. havluluk kumaş, havlu yapımında kullanılan kaba ve emici pamuk veya keten kumaş

HUCKLE : English Turkish

n. kalça, but

HUCKLE BONE : English Turkish

kalça kemiği, aşık kemiği