Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HUGGERY : English Turkish

n. kucaklama, sarılma, sarma, sarmalama

HUGGING : English Turkish

n. kucaklama, sarılma

HUGGINS : English Turkish

n. Huggins, soyadı; Charles Brenton Huggins (
1997), Kanada doğumlu Amerikalı fizyolog, hormonların yayılmayı kontrol etmek ve bazı kanser türlerinin (prostat kanseri gibi) tedavisinde kullanılabileceğini belirten buluş için 1966’da Fizyoloji ya da Tıp dalında Nobel Ödülü kazanan cerrah ve kanser araştırmacısı (Peyton Rous ile birlikte)

HUGH : English Turkish

n. Hugh, erkek ismi

HUGH CAPET : English Turkish

n. Hugh Capet, (
996) 987'de seçilen Fransa Kralı, Capetian Hanedanının kurucusu

HUGH GRANT : English Turkish

Hugh Grant, (1960 doğumlu) "Dört Nikah Bir Cenaze" ve "Aşk Engel Tanımaz" filmlerinde oynayan İngiliz sinema oyuncusu

HUGH MACDIARMID : English Turkish

n. Hugh MacDiarmid, (
1978) İskoçya'nın önde gelen şairlerinden biri

HUGH SHELTON : English Turkish

Hugh Shelton, ABD Genelkurmay Başkanlığı Başkanı

HUGHES : English Turkish

n. Hughes, soyadı; Howard Hughes (
1976), ünlü ABD pilotu ve film yapımcısı; Ted Hughes (
1998), tam adı Edward James Hughes olan, 20'nci yüzyılın en önemli İngiliz şairlerinden biri ( şair Sylvia Plath ile trajik evliliği nedeniyle ünlü olmuştur)

HUGHIE : English Turkish

n. Hughie, erkek ismi

HUGO : English Turkish

n. Hugo, erkek ismi; soyadı; Victor Hugo (
1885), Fransız roman yazarı ve şair, "Sefiller"in yazarı

HUGO AWARD : English Turkish

Hugo Ödülü, dünya çapında bilim kurgu hayranları toplantısında her yıl verilen bilim kurgu edebiyatı ödülü

HUGO VAN DER GOES : English Turkish

Hugo van der Goes, (ö. 1482) Flaman Rönesans ressamı, "Bakirenin ölümü “nün yaratıcısı

HUGUENOT : English Turkish

n. fransız protestanı

HUH : English Turkish

interj. ha, ha ha, ne, nasıl

HUKA : English Turkish

n. su borusu, nargile, dumanın su ile süzüldüğü tütün içme borusu; Doğu kökenli bir tütün içme borusu (hooka ve hookah olarak da yazılır)

HULA : English Turkish

n. bir Havai dansı

HULA VALLEY : English Turkish

Hula Vadisi, Hula gölü etrafını çevreleyen kuzey İsrail'de bir vadi

HULDA CLARK : English Turkish

n. Hulda Clark, araştırmacı bilim adamı ve yazar, uzaktan kumada aygıtı yaratıcısı (insan dokusuna zarar vermeyen ve yaralamayan elektrik enerjisi ile bakterileri, virüsleri ve parazitleri öldürdüğü düşünülen alçak voltajlı aygıt)

HULK : English Turkish

n. hurda gemi, gemi iskeleti, iri ve hantal tip

HULKING : English Turkish

adj. iri kıyım, kocaman, hantal

HULKY : English Turkish

adj. iri kıyım, kocaman, hantal

HULL : English Turkish

n. kabuk, çerez kabuğu, tekne, gemi teknesi, gövde

HULL : English Turkish

v. kabuğunu soymak, kabuğunu çıkarmak, geminin teknesini vurmak

HULL DOWN : English Turkish

teknesi görünmeyecek kadar uzakta, sadece yelkenleri görülen