English Turkish
HYALURONIC ACID : English Turkish
hiyalüronik asit, ped ve yağdanlık sıvılarında bulunan vizkoz kompleks şekeri (Tıp)
HYALURONIDASE : English Turkish
n. hiyalüronidaz, hiyalüronik asitin çoğuz parçalanması oranını arttıran enzimlerin herhangi bir miktarı
HYATT HOTEL : English Turkish
Hyatt Hotel, büyük oteller zinciri
HYBRID : English Turkish
n. melez, kırma
HYBRID : English Turkish
adj. azman, melez, kırma, karışık
HYBRID CAR : English Turkish
n. hibrid araba, hem elektrik enerjisi ile hem de benzinle çalışan araba; (ABD) Amerikan parçalarıyla bir araya getirilmiş Avrupa arabası
HYBRIDISATION : English Turkish
n. (Britanya İngilizce) melezleme, melezleştirme, kırma, farklı cins veya tür hayvan veya bitkilerin melezlenmesi, ırk karıştırılması, çaprazlama (hybridization olarak da yazılır)
HYBRIDISM : English Turkish
n. hibridizm, hibridite, melezlik, hibrid olma durumu
HYBRIDITY : English Turkish
n. melezlik, melezleme
HYBRIDIZATION : English Turkish
n. melezleme, melez olma
HYBRIDIZE : English Turkish
v. melezlemek, melez üretmek, melez olarak yetiştirmek
HYBRIDIZER : English Turkish
n. melezleştiren, kırmalaştıran, hibridleştiren
HYDANTOIN : English Turkish
n. hidantoin, ilaç yapımında kullanılan bir kimyasal bileşim
HYDATID : English Turkish
n. hidatid, sulu çıban, bir kist türü (Tıp)
HYDATIDIFORM : English Turkish
adj. hidatid şeklinde, hidatide benzeyen, hidatid kistine benzer (Tıp)
HYDE : English Turkish
n. Hyde, soyadı
HYDE PARK : English Turkish
Hyde Park, Lonrad'da bir park (İngiltere)
HYDERABAD : English Turkish
n. Hyderabad, Haidarabad, orta güney Hindistan'da bir şehir; Haidarabad, şimdi Andhra Pradesh'in bir parçası olan Hindistan'da eski eyalet; Pakistan'da şehir
HYDNOCARPIC ACID : English Turkish
hidnokarpik asit, şolmgra ağacının yağından elde edilen beyaz şeffaf asit (cüzzamın tedavisinde kullanılır)
HYDRA : English Turkish
n. polip [zool.], hidra [zool.], çok başlı yılan [mit.], püsküllü belâ
HYDRA : English Turkish
n. suyılanı [astr.], suyılanı takımyıldızı [astr.]
HYDRACID : English Turkish
n. hidrasit, oksijensiz asit, (Kimya) hidrojen içeren ama oksijen içermeyen asit
HYDRAEMIA : English Turkish
n. hidremi, kanda aşırı miktarda su bulunması
HYDRAGOG : English Turkish
n. hidragog, sıvıların salgılanmasını sağlayan madde, diüretik
HYDRAGOGUE : English Turkish
adj. hidragog, sıvıların salgılanmasını sağlayan madde, diüretik
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani