English Turkish
HUSSAR : English Turkish
n. hafif süvari eri
HUSSEIN : English Turkish
n. Hüseyin, soyadı (Arapça); erkek ismi (Arapça); I. Hüseyin, Kral Hüseyin, Hüseyin bin Tallal (
1999), 1952'den 1999'da ölümüne kadar Ürdün kralı olan; Saddam Hüseyin (
2006), 30 Aralık 2006'da asılarak idam edilen eski Irak cumhurbaşkanı ve siyasi lideri (
2003)
HUSSEIN BIN TALAL : English Turkish
n. Hüseyin bin Tallal, Kral Hüseyin, I. Hüseyin (
1999), 1952'den 1999'da ölümüne kadar Ürdün kralı olan
HUSSEIN I : English Turkish
n. I. Hüseyin, Kral Hüseyin, Hüseyin bin Tallal (
1999), 1952'den 1999'da ölümüne kadar Ürdün kralı olan
HUSSERL : English Turkish
n. Husserl, soyadı; Edmund Husserl (
1938) Heidegger'in öğretmeni olan Alman filozof
HUSSITE : English Turkish
n. Hussite, Bohem dini devrimcisi John Huss doktrinleri yandaşı
HUSSITE : English Turkish
adj. Huss'e özgü, John Huss'a ait ya da onunla ilgili olan, Hussite'lere ait ya da ilgili olan
HUSSY : English Turkish
n. edepsiz kız, şirret, aşifte, civelek kız
HUSTILY : English Turkish
adv. acele ile
HUSTINGS : English Turkish
n. seçim kampanyası
HUSTLE : English Turkish
n. ivedi
HUSTLE : English Turkish
v. itmek, itelemek, dürtmek, acele ettirmek, sıkıştırmak, sıkboğaz etmek, acele etmek, itişip kakışmak, koşuşturmak, çabuk olmak, hile ile satmak, yaltaklanmak, fahişelik yapmak
HUSTLE AND BUSTLE : English Turkish
n. itip kakma, itişme, koşuşturma, yoğun faaliyet, dolandırma
HUSTLE UP : English Turkish
yapıvermek
HUSTLER : English Turkish
n. eli çabuk kimse, dolandırıcı, fahişe
HUSTLING : English Turkish
adj. dişli
HUSTLING : English Turkish
n. itişip kakışma
HUSTON : English Turkish
n. Huston, soyadı; John Huston (
1987), Amerika Birleşik Devletleri film yönetmeni ve yazar;
Anjelica Huston (1951 doğumlu), Amerika Birleşik Devletleri kadın oyuncusu, John Huston'ın kızı; Walter Huston (
1950), ABD'li aktör
HUT : English Turkish
n. kulübe, kümes, baraka
HUT : English Turkish
v. barakaya yerleştirmek, barındırmak
HUTCH : English Turkish
n. kafes (tavşan vb.), kümes, dolap, ambar, kulübe, baraka, kömür vagonu
HUTCHINSON : English Turkish
n. Hutchinson, soyadı
HUTMENT : English Turkish
n. karargâh, kamp
HUTTED : English Turkish
adj. (kamp ile ilgili) kabinli, kabinleri olan, kulübeleri olan, bölmeli, bölmeleri olan
HUTTO : English Turkish
n. Hutto, Teksas'ta bir şehir (ABD)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani