English Turkish
HURLEY : English Turkish
n. hokeye benzeyen bir oyun; bu oyunda kullanılan kıvrık bir ucu olan ağaç sopa; bu oyunda kullanılan deri kaplı top
HURLING : English Turkish
n. İrlanda hokeyi
HURLY BURLY : English Turkish
adj. gürültülü, karmakarışık
HURLY-BURLY : English Turkish
n. har gür, karmaşa, velvele, patırtı, gürültü
HURLY-BURLY : English Turkish
adj. har gür, karmaşık, velveleli, patırtılı, gürültülü
HURON : English Turkish
n. Huron, ilk başlarda Huron gölüne yakın yaşayan beş Iroquois halkı konfederasyonu üyesi
HURON : English Turkish
n. Huron, Güyük Göller'den ikinci en büyük göl; soyadı; Amerika Birleşik Devletleri'nde birkaç şehir ve kasaba ismi; ilk başlarda Huron gölüne yakın yaşayan beş Iroquois halkı konfederasyonu; Huron kabilesinin dili
HURRAH : English Turkish
interj. hurra, yaşa, yaşasın
HURRAH'S NEST : English Turkish
üyük karışıklık durumu, büyük karmaşa
HURRAY : English Turkish
interj. hurra, yaşa, yaşasın
HURRICANE : English Turkish
n. kasırga, fırtına
HURRICANE KATRINA : English Turkish
n. Katrina Kasırgası, genellikle New Orleans'de daha önce görülmemiş ölüm ve yıkıma neden olan Ağustos 2005'te Mississippi ve Louisiana eyaletlerini vuran (ve başka güney eyaletleri de) Amerika Birleşik Devletleri'nde şu ana kadar görülen yok edici ve en yıkıcı kasırga
HURRICANE LAMP : English Turkish
üzgâr feneri
HURRIED : English Turkish
adj. acele, aceleye gelen, acele eden, telaşlı
HURRIED CHILD SYNDROME : English Turkish
telaşlandırılmış çocuk sendromu, ebeveynlerin çocuklarının hayatlarını faaliyetlerle aşırı planladıkları ve onları akademik olarak başarılı olmaları konusunda üsteledikleri durum
HURRIEDLY : English Turkish
adv. acele ile, acele, alelacele, apar topar, paldır küldür
HURRIEDNESS : English Turkish
n. acelecilik, aceleye getirilme, acele ettirilme, telaşlandırılma durumu
HURRIER : English Turkish
n. ustabaşı [brit.]
HURRY : English Turkish
n. acele, telaş
HURRY : English Turkish
v. acele etmek, hızlandırmak, aceleye getirmek, acele ettirmek, sıkıştırmak, çabuk olmak
HURRY : English Turkish
interj. hızlan, çabuk
HURRY SOMEONE UP : English Turkish
ir kimseyi aceleye getirme, bir kimseyi koşuşturma, birini telaşlandırma, bir kimsenin hızlı hareket etmesine neden olma
HURRY UP : English Turkish
çabuk olmak, acele etmek, acele ettirmek, aceleye getirmek
HURRY UP BREAKFAST : English Turkish
n. ayaküstü kahvaltı
HURRY UP! : English Turkish
interj. çabuk ol!, acele et!, hızlan!, çabuk yap!, hadi çabuk!
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani