Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

HUNNISHNESS : English Turkish

n. Hun gibi olmak, barbarlık, yıkıcılıks (Hun'lar tarzında)

HUNT : English Turkish

n. av, av bölgesi, avcı kulübü

HUNT : English Turkish

v. avlamak, avlanmak, kovalamak, aramak, avda kullanmak

HUNT AFTER : English Turkish

aramak, araştırmak

HUNT DOWN : English Turkish

peşine düşmek, ele geçirmek

HUNT FOR : English Turkish

aramak

HUNT OUT : English Turkish

aramak, araştırmak

HUNT UP : English Turkish

araştırmak

HUNTAWAY : English Turkish

n. çoban köpeği, koyun köpeği

HUNTED : English Turkish

adj. şaşırmış veya korkmuş; avlanan bir kimsenin dehşet ve terörünü yansıtan

HUNTED LOOK : English Turkish

n. endişeli görünüş, huzursuz görünüş

HUNTER : English Turkish

n. avcı, kapaklı saat

HUNTING : English Turkish

n. avlanma, avcılık, takip, arama

HUNTING : English Turkish

adj. av, avcı

HUNTING BOX : English Turkish

avcı kulübesi

HUNTING CAT : English Turkish

n. çita

HUNTING DOG : English Turkish

av köpeği, koku ile avlanma becerisi olan ve iz sürmede ve kovalamada kullanılan köpek

HUNTING GROUND : English Turkish

avlak, av bölgesi

HUNTING GROUNDS : English Turkish

avlanma bölgesi, av alanı, avlanmanın serbest olduğu bölge

HUNTING HORN : English Turkish

av sireni, av borusu, avlanma sırasında kullanılan düdük

HUNTING IS NOT ALLOWED HERE : English Turkish

urada avlanmak yasak

HUNTING KNIFE : English Turkish

av bıçağı, avlanma bıçağı, av hayvanının derisini yüzmek ve kesmek için kullanılan bıçak

HUNTING LEOPARD : English Turkish

n. çita

HUNTING LODGE : English Turkish

n. avcı kulübesi

HUNTING SEASON : English Turkish

av sezonu, av mevsimi