English Turkish
HURRYING : English Turkish
n. acelecilik
HURST : English Turkish
n. ağaçlık, orman, ağaçlı tepe, sahil (kumlu)
HURT : English Turkish
n. yara, bere, zarar, acı, sızı, ızdırap, üzüntü
HURT : English Turkish
v. kâlbini kırmak, yaralamak, incitmek, acıtmak, rencide etmek, acımak, küstürmek, ağrımak, canını yakmak, kırmak, zarar vermek, zarar görmek, incinmek
HURT : English Turkish
adj. kırgın, gücenmiş
HURT DEEPLY : English Turkish
incitmek, kâlbini kırmak
HURT HIM : English Turkish
onu acıttı, onu ağrıttı, onu incitti; o ağrı hissetti, onun canı acıdı
HURT HIS FEELINGS : English Turkish
onun duygularını incitti, onu duygusal olarak incitti
HURT HIS PRIDE : English Turkish
onun gururunu kırdı, onun haysiyetini incitti
HURTFUL : English Turkish
adj. yaralayıcı, acı veren, incitici, acıklı, zararlı
HURTFULLY : English Turkish
adv. zararlı bir şekilde, incitici bir şekilde, yaralayarak; acı vererek, acıtarak
HURTFULNESS : English Turkish
n. inciticilik, yaralama, zararlılık
HURTLE : English Turkish
v. çarpmak, fırlamak, ses yapmak, fırlatmak, savurmak
HURTLEBERRY : English Turkish
n. yabanmersini
HURTLESS : English Turkish
adj. ağrısız, zararsız, yaralamasız, yaralamaya neden olmadan; zarar görmemiş, yaralanmamış, incinmemiş
HUSAYN : English Turkish
n. Husayn, erkek ismi (Arapça)
HUSBAND : English Turkish
n. koca, eş, idare etmek, idareli kullanmak, efendi
HUSBAND'S BROTHER : English Turkish
kocanın erkek kardeşi, kayınbirader
HUSBAND'S FATHER : English Turkish
kocanın babası, kayınpeder, kayınbaba
HUSBAND'S MOTHER : English Turkish
kocanın annesi, kaynana, kayınvalide
HUSBAND-WIFE PRIVILEGE : English Turkish
karı-koca hakkı, bir karı veya kocayı birbirine karşı şahitlik etme gerekliliğine karşı koruyan vatandaşlık hakkı
HUSBANDER : English Turkish
n. tutumlu kimse, para biriktiren kimse, fazla harcamayan kimse, harcamalarına dikkat eden kimse
HUSBANDLIKE : English Turkish
adj. koca gibi, kocaya benzeyen, koca benzeri
HUSBANDLY : English Turkish
adv. tutumlu bir şekilde, sade bir şekilde, fazla harcamayan bir şekilde
HUSBANDMAN : English Turkish
n. çiftçi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani