English Turkish
ANTICONVULSANT : English Turkish
n. antikonvülsan, konvülsiyon veya kasılma nöbetlerinin meydana gelmesini engelleme veya azaltma görevi olan ilaç (Tıp)
ANTICORROSIVE : English Turkish
adj. pas giderici, pas önleyici
ANTICS : English Turkish
n. antikalık, acayiplik, tuhaflık, maskaralık, soytarılık
ANTICYCLICAL : English Turkish
adj. devirli olmayan, devreden geçmeyen
ANTICYCLONE : English Turkish
n. antisiklon, yüksek basınçlı atmosfer kütlesi
ANTICYCLONIC : English Turkish
adj. antisiklonik, (Meteoroloji) antisiklon ile ilgili (yüksek atmosferik basınç bölgesi etrafında dönen rüzgarlar)
ANTIDAZZLE : English Turkish
adj. göz kamaşmasına karşı, ışık kesici
ANTIDEMOCRATIC : English Turkish
adj. antidemokratik, demokratik olmayan
ANTIDEPRESSANT : English Turkish
n. antidepresan, depresyon hafifletmek için kullanılan ilaç, uyarıcı
ANTIDEPRESSIVE : English Turkish
adj. antidepresif, depresyonu hafifletme etkisi olan
ANTIDIABETIC : English Turkish
adj. antidiyabetik, şeker hastalığına karşı etkili olan
ANTIDIARRHEAL : English Turkish
adj. antidiyareik, ishale karşı etkili olan
ANTIDISESTABLISHMENTARIANISM : English Turkish
n. kiliseyi devletten ayırma görüşüne karşı olma, kilisenin devlet tarafından tanınması ve desteğinin kaldırılmasına karşı çıkma (özellikle İngiltere Anglikan kilisesi)
ANTIDIURETIC : English Turkish
adj. antidiüretik, idrar oluşumunu azaltan (ilaç ile ilgili)
ANTIDOTAL : English Turkish
adj. panzehirle ilgili, panzehir
ANTIDOTALLY : English Turkish
adv. panzehir olarak, nötralize eder bir şekilde, etkisini bozarak
ANTIDOTE : English Turkish
n. panzehir, çare
ANTIDROMIC : English Turkish
adj. antidromik, normal yöne karşıt olan bir yöne sinir sinyalleri taşıyan (Fizyoloji)
ANTIEMETIC : English Turkish
adj. antiemetik, mide bulantısı ve kusmayı bastırma veya önleme görevi olan (Tıp)
ANTIEMETIC : English Turkish
n. antiemetik, mide bulantısı ve kusmayı bastırma veya önleme görevi olan ilaç (Tıp)
ANTIENZYME : English Turkish
n. antienzim, enzim faaliyetini yavaşlatan veya etkisizleştiren madde
ANTIETAM : English Turkish
n. güney Pennsylvania’dan akıp kuzeybatı Maryland’den geçerek Potomac Nehri’ne (ABD) dökülen dere, Amerikan İç Savaşı sırasında 1862’deki Antietam Çarpışması’nın gerçekleştiği dere
ANTIFASCISM : English Turkish
n. faşizm karşıtlığı, faşizm düşmanlığı, dikta yönetim sistemi karşıtlığı
ANTIFASCIST : English Turkish
n. faşizm karşıtı, faşizme karşı çıkan kimse, dikta yönetim sistemi karşı koyan kimse
ANTIFASCIST : English Turkish
adj. faşizm karşıtı olan, faşizme karşı çıkan, faşizm düşmanı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani