English Turkish
ANTIGUA AND BARBUDA : English Turkish
n. Antigua ve Barbuda; Batı Hint Adaları’nda bağımsız bir uluslar topluluğu devleti
ANTIGUAN : English Turkish
n. Antigualı; Antigua ve Barbuda’da yaşayan veya Antigua ve Barbuda vatandaşı; Antigua ve Barbuda yerlisi
ANTIGUAN : English Turkish
adj. Antigua ve Barbuda’nın veya Antigua ve Barbuda ile ilgili; Antigua ve Barbuda vatandaşlarının veya Antigua ve Barbuda vatandaşlarıyla ilgili
ANTIHELIX : English Turkish
n. antiheliks, (Anatomi) antheliks, kulak kepçesi içinde kavisli kıkırdak kıvrımı
ANTIHEMOPHILIC : English Turkish
adj. antihemofilik, hemofiliye karşı etki eden (kanın normal bir şekilde pıhtılaşamaması ile tanımlanan kalıtsal rahatsızlık)
ANTIHERO : English Turkish
n. olumsuz özellikleri olan kahraman, geleneksel kahraman özelliklerine sahip olmayan başkahraman
ANTIHEROIC : English Turkish
adj. olumsuz nitelikleri olan başkahraman, kahraman nitelikleri olmayan, cesaret ve yiğitlik nitelikleri olmayan
ANTIHEROICALLY : English Turkish
adv. kahramanca olmayan bir şekilde, cesaret ve yiğitlik nitelikleri olmayan bir şekilde
ANTIHISTAMINE : English Turkish
n. antihistamin, vücutta histamine karşı etkili olan ilaç (alerji tedavisi)
ANTIHISTAMINIC : English Turkish
adj. antihistaminik, antihistamine ait veya ilgili (vücutta histamine karşı etkili olan madde)
ANTIHORMONE : English Turkish
n. antihormon, hormona karşı etkili olan madde
ANTIHUMAN : English Turkish
adj. insan karşıtı olan, insana karşı olan
ANTIHUMANISM : English Turkish
n. insan karşıtlığı, insan karşıtı olma
ANTIHYPERTENSIVE : English Turkish
adj. antihipertansif, yüksek kan basıncına karşı etkili olan
ANTIHYPERTENSIVE : English Turkish
n. antihipertansif, yüksek kan basıncına karşı etkili olan ilaç
ANTIHYPNOTIC : English Turkish
n. antihiptonik, hipnozu engelleyen madde
ANTIJAM : English Turkish
v. paraziti kesmek (radyo), parazitsizleştirmek (radyo)
ANTIJAMMING : English Turkish
adj. karıştırmayı önleyen, radyo sinyallerine uluslararası karıştırmayı önleyen
ANTIJAMMING : English Turkish
n. karıştırmayı önleme, radyo sinyallerine uluslararası karıştırmayı önleme eylemi
ANTIKNOCK : English Turkish
n. vuruntu önleyici, iç yakımlı motorda motor vuruntusunu önlemek veya azaltmak için kullanılan yakıt katkı maddesi
ANTILABOR : English Turkish
adj. işçi karşıtı, işçi görüşlerine karşı çıkan, işçilerin kaygılarına karşı olan (ayrıca antilabour)
ANTILABOUR : English Turkish
adj. işçi karşıtı, işçi görüşlerine karşı çıkan, işçilerin kaygılarına karşı olan (ayrıca antilabor)
ANTILIBERAL : English Turkish
n. özgürlük karşıtı, liberalizm karşıtı olan kimse, liberal partiye karşı olan kimse
ANTILLES : English Turkish
n. Antiller; Karayipler’de Güney Amerika kıyılarına yakın adalar grubu
ANTILLES ISLANDS : English Turkish
Antil Adaları; Batı Hint Adaları’nda adalar zinciri
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani