English Turkish
ANTIPATHETICAL : English Turkish
adj. antipati duyan, antipatisi olan, karşı olan, zıt olan, karşıt
ANTIPATHIC : English Turkish
adj. antipatik, muhalif; karşıt; hiç sevmeme
ANTIPATHY : English Turkish
n. antipati, hoşlanmama, nefret
ANTIPERIODIC : English Turkish
adj. antiperiyodik, tekrarlayan hastalıklara karşı etkili (değişik ateş türleri gibi)
ANTIPERISTALSIS : English Turkish
n. antiperistalsi, içeriklerinin yukarıya doğru yükselmesi ile sonuçlanan bağırsakların ters çevrilmiş hareketi (Tıp)
ANTIPERISTALTIC : English Turkish
adj. antiperistaltik, (Tıp) antiperistalsi ile ilgili (içeriklerinin yukarıya doğru yükselmesi ile sonuçlanan bağırsakların ters çevrilmiş hareketi)
ANTIPERSONNEL : English Turkish
adj. insana karşı, askeri personele karşı kullanılmak için tasarlanmış olan silahlar
ANTIPERSONNEL BOMB : English Turkish
insan öldürücü bomba, düşman birliklerine karşı yönlendirilmiş olan bomba (donanım veya yapıla değil)
ANTIPERSPIRANT : English Turkish
adj. terlemeyi önleyici, terlemeye karşı
ANTIPHLOGISTIC : English Turkish
adj. antiflojistik, iltihabı azaltan
ANTIPHLOGISTIC : English Turkish
n. iltihabı azaltan ilaç
ANTIPHON : English Turkish
n. antifoni, birbirini takip eden bölümlerle söylenen ilahi, karşılıklı okunan şarkı
ANTIPHONAL : English Turkish
adj. karşılıklı okuma ile ilgili, antifoniye benzeyen (karşılıklı sohbet veya şarkı)
ANTIPHONALLY : English Turkish
adv. karşılıklı okumayla ilgili olarak, uyumlu bir biçimde, karşılıklı okuma şeklinde, değişen bir biçimde
ANTIPHONARY : English Turkish
n. karşılıklı okunan ilahi kitabı, antifoni kitabı (karşılıklı bölümleri olan şarkılar)
ANTIPHONIC : English Turkish
adj. antifoni üslubunda, karşılıklı okumayla ilgili (karşılıklı sohbet veya şarkı)
ANTIPHONICALLY : English Turkish
adv. karşılıklı okumayla ilgili olarak, uyumlu bir biçimde, karşılıklı okuma şeklinde, değişen bir biçimde antiplastic$4052$ $WI_FREQUENCY:31 $WI_POS:49 antiplastic, iyileşme sürecini geciktiren; yeni kan hücreleri oluşumunu önleyen
ANTIPHONY : English Turkish
n. antifoni, karşılıklı okunan ilâhi
ANTIPHRASIS : English Turkish
n. kelimenin zıt anlamda kullanılması, zıt anlam kullanma
ANTIPODAL : English Turkish
adj. yerkürenin aksi tarafında olan, taban tabana zıddı, tam tersi
ANTIPODE : English Turkish
n. antipot, tamamen zıt olan şey, karşı taraf, karşı uç
ANTIPODEAN : English Turkish
adj. tam tersi, taban tabana zıddı
ANTIPODES : English Turkish
n. yerkürenin tam tersindeki yer, taban tabana ters olma, zıtlık
ANTIPODES : English Turkish
n. birbirine zıt iki şey, birbirine zıt olarak karşıtlaşan noktalar (özellikle yeryüzüne ait olan)
ANTIPOLE : English Turkish
n. zıt
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani