English Turkish
ANTIQUED : English Turkish
adj. eski gibi görünen, antika görünümlü yapılmış, eski tarzda yapılmış (mobilyada olduğu gibi)
ANTIQUELY : English Turkish
adv. eski zamana ait bir biçimde, antika şeklinde veya tarzında
ANTIQUENESS : English Turkish
n. antikalık
ANTIQUING : English Turkish
n. antikalaştırma, antika alışverişi; bir nesneye eski görünüm verme işlemi, bir şeyi antika gibi görünmesini sağlama işlemi
ANTIQUITIES : English Turkish
n. gelenek ve görenekler, eski gelenekler
ANTIQUITIES AUTHORITY : English Turkish
Eski Eserler Birimi; hükümetin antik alanların korunmasından sorumlu organı
ANTIQUITY : English Turkish
n. antikalık, eskilik, eski uygarlık, kalıntılar, çok yaşlı kimse
ANTIRACHITIC : English Turkish
adj. antiraşitik, raşitizmi önleyen (Tıp)
ANTIRACIST : English Turkish
adj. ırkçılık karşıtı, ırkçıların haksız muamelesine karşı olan
ANTIRADICAL : English Turkish
n. radikal karşıtlığı, aşırılık aleyhtarı, köktenci karşıtı olma
ANTIRATIONAL : English Turkish
adj. akılsız, mantıklı olmayan, irrasyonel
ANTIREFLECTIVE : English Turkish
adj. yansıma önleyici, yansımayı önleyen veya engelleyen (ışık, ses, vs. ile ilgili)
ANTIREFLECTIVE COATING : English Turkish
yansıma önleyici kaplama, yansıma ve parlamayı azaltmak optik lenslerde kullanılan ince materyal tabakası
ANTIRELIGIOUS : English Turkish
adj. din karşıtı, din aleyhtarı
ANTIRENT : English Turkish
adj. kira ödemeye karşı koyan, kira demeye karşı olan
ANTIRENT WAR : English Turkish
Antirent (Kira Karşıtı) Savaşı; Helderberg Savaşı,
46 yılları arasında New York taşrasında kiracı çiftçilerin, arazi sahiplerinin soyuna kira bedeli ödemeyi reddetmeleriyle gerçekleşen çarpışma
ANTIRETROVIRAL : English Turkish
n. antiretroviral, retrovirüs etkinliğini bastıran ya da engelleyen madde (HIV gibi)
ANTIRETROVIRAL : English Turkish
adj. antiretroviral, retrovirüs etkinliğini bastıran ya da engelleyen maddeye ait veya ilgili olan (HIV gibi)
ANTIRETROVIRAL DRUG : English Turkish
n. antiretroviral ilaç, retrovirüs etkinliğini bastıran ya da engelleyen ilaç; retrovirüsün neden olduğu enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılan ilaç (HIV gibi)
ANTIREVOLUTIONARY : English Turkish
n. devrimci karşıtı kimse, devrimlere karşı olan kimse, devrimci fikirlere karşı çıkan kimse
ANTIREVOLUTIONARY : English Turkish
adj. devrimci karşıtı olan, devrimlere karşı olan, devrimci fikirlere karşı çıkan
ANTIRHEUMATIC : English Turkish
adj. antiromatizmal, romatizmayı dindiren veya önleyen (kaslarda ya da eklemlerde ağrı ile tanımlanan çeşitli rahatsızlıklar)
ANTIRRHINUM : English Turkish
n. aslanağzı
ANTIRUST : English Turkish
adj. pas önleyen, paslanmaz, pasa karşı dayanıklı
ANTIRUST : English Turkish
n. antipas, paslanma önleyici; pasa karşı dayanıklı olan bir şey
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani