English Turkish
ANTITANK LAUNCHER : English Turkish
tanksavar fırlatıcısı, tank veya başka zırhlı araçları yok etmek için tasarlanmış olan roketler ateşleyen elde taşınan silah
ANTITANK MINE : English Turkish
tanksavar mayın, tank veya başka zırhlı araçları yok etmek için tasarlanmış olan kara mayını (bir patlayıcı madde türü)
ANTITANK MISSILE : English Turkish
n. tanksavar füze, tankları yok etmek için tasarlanmış olan füze
ANTITANK ROCKET LAUNCHER : English Turkish
tanksavar roket fırlatıcısı, tank veya başka zırhlı araçları yok etmek için tasarlanmış olan roketler ateşleyen elde taşınan silah
ANTITERRORISM : English Turkish
n. terörle mücadele, terörizmi yıldırmak ve önlemek için yapılan faaliyetler ya da uygulamalar
ANTITHESIS : English Turkish
n. antitez, karşısav, zıtlık
ANTITHETIC : English Turkish
adj. karşıt, zıt, aykırı
ANTITHETICAL : English Turkish
adj. karşıt, zıt, aykırı
ANTITHETICALLY : English Turkish
adv. karşıt olarak, karşıt bir şekilde,
e karşın
ANTITHROMBIN : English Turkish
adj. antitrombin, trombine karşı olan (Tıp)
ANTITOXIC : English Turkish
adj. antitoksik, toksik etikleri etkisizleştiren, antitoksinler içeren
ANTITOXIN : English Turkish
n. antitoksin
ANTITRADE : English Turkish
n. üstalize, sabit şekilde doğudan batıya esen ve ticaret rüzgarlarının üstünde yatan rüzgar
ANTITRAGUS : English Turkish
n. antitragus, dış kulağın kıkırdaklı çıkıntısı (Anatomi)
ANTITRUST : English Turkish
adj. antitrust, tekele karşıtı olan, büyük kazanç ve ticaret kombinasyonlarına karşı çıkan
ANTITUMOR : English Turkish
adj. antitümör, tümörlere karşı
ANTITUMORAL : English Turkish
adj. antitümör ile ilgili, tümörlere karşı olan
ANTITUSSIVE : English Turkish
adj. antitusif, öksürük önleyici veya dindirici
ANTITYPE : English Turkish
n. olacağı önceden işaret edilen olay
ANTITYPHOID : English Turkish
adj. antitifoid, tifo hastalığı enfeksiyonunu yok eden veya önleyen (bulaşmış yiyecek veya içecek ile yenilmiş olan Salmonella bakterisinin neden olduğu bulaşıcı genellikle öldürücü olan hastalık)
ANTIUNION : English Turkish
adj. sendika karşıtı, işçi sendikaları aleyhtarı olan
ANTIVENIN : English Turkish
n. antivenin, zehiri nötr halde getiren madde
ANTIVENOM : English Turkish
n. panzehir, zehiri nötr halde getiren madde
ANTIVERT : English Turkish
n. kusma ve baş dönmesinin tedavisinde kullanılan meklizin hidroklorit karışımın marka adı (Tıp)
ANTIVIRAL : English Turkish
adj. antiviral, virüslere karşı etkili olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani