Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ANTONIO BANDERAS : English Turkish

José Antonio Domínguez Banderas (1960 doğumlu), İspanya doğumlu Amerikalı sinema oyuncusu ("The Mambo Kings (Mambo Kralları)" ve "Evita (Evita)" filmlerindeki rolleriyle bilinir)

ANTONIO GAUDI : English Turkish

Antonio Gaudí y Cornet (
1926), münhasıran Barselona’da çalışmış ünlü bir İspanyol mimar

ANTONIO GAUDÍ Y CORNET : English Turkish

n. Antonio Gaudí (
1926), münhasıran Barselona’da çalışmış ünlü bir İspanyol mimar

ANTONIO JOSÉ DE SUCRE : English Turkish

n. (
1830) Venezüellalı general ve Bolivya’nın ilk Başkanı (
1828) Güney Amerikalı bağımsızlık lideri

ANTONIO STRADIVARI : English Turkish

n. (
1737, Antonius Stradivarius olarak da bilinir), oğullarıyla birlikte mükemmelleştirdiği telli müzik aletleri tasarımlarıyla ünlü İtalyan keman imalatçısı, Stradivarius telli müzik aletlerinin üreticisi

ANTONIUS : English Turkish

n. antik Roma’da pek çok yurttaşı adı; Marcus Antonius (İÖ 83 (civarı)
İÖ 30), Julius Caesar’ın altında çalışmış İngilizcede Mark Antony olarak bilinen ve Cleopatra’nın kocası ve Romalı devlet adamı ve general; Latin Hıristiyan olduğu tahmin edilen üçüncü yüzyıl şairi; Antonius Stradivarius (
1737, Antonius Stradivarius olarak da bilinir), telli müzik aletleri tasarımlarıyla ünlü İtalyan keman imalatçısı

ANTONOMASIA : English Turkish

n. cins adlaştırma, isim yerine unvan kullanma; kişi ismini yerine cins isim koyma (örneğin, hain bir kişiye "Benedict Arnold" olarak seslenmek)

ANTONY : English Turkish

n. bir erkek adı; bir soyadı; Mark Antony (İÖ
30, Latince’de Marcus Antonius), Julius Caesar’ın arkadaşı ve Caesar’ın suikastçılarını alt etmiş Romalı siyasetçi ve general, ikinci üçler erkinin üyesi

ANTONYM : English Turkish

n. karşıt anlamlı sözcük

ANTONYMOUS : English Turkish

adj. karşıt anlamlı, karşıt anlamlı sözcükle ilgili (başka bir kelimenin zıt anlamı olan kelime)

ANTRECTOMY : English Turkish

n. antrektomi ,(Tıp) kemikiçi oyuğunun ameliyatla alınması, vücut boşluğu veya odacığının (sinüs gibi) ameliyatla çıkarılması

ANTRITIS : English Turkish

n. antrit, sinüslerin iltihaplanmasın

ANTRORSE : English Turkish

adj. bükülmüş, öne doğru eğilmiş, yukarıya doğru çevrilmiş (Zooloji)

ANTRORSELY : English Turkish

adv. bükülmüş olarak, öne doğru eğilmiş bir şekilde, yukarıya doğru hareket eden bir biçimde (Zooloji)

ANTRUM : English Turkish

n. boşluk (vücut), antrum [anat.]

ANTS IN ONE'S PANTS : English Turkish

estless, can't sit still, jumpy, fidgety

ANTS IN THE PANTS : English Turkish

ayağına diken batmış gibi olmak, huzursuz, hareketsiz oturamayan, gergin, yerinde duramayan

ANTSY : English Turkish

adj. sabırsız, yerinde duramayan; beklemekten bıkan ve aceleci

ANTWERP : English Turkish

n. Belçika’da bir şehir

ANUAR SAADAT : English Turkish

Enver Sedat; (
1981) Mısır’ın eski Devlet Başkanı, İsrail’le gerçekleştirilen barış anlaşmasındaki rolünden dolayı 1978 Nobel Barış Ödülü sahibi (6 Ekim 1981 tarihinde Mısır İslamî Cihat Örgütü’nün de parçası olan ordu mensuplarının geçişi sırasında suikasta kurban gitti)

ANUM : English Turkish

conj. anum, bilimsel kelimelere eklenen Latin kökenli sonek

ANUPTAPHOBIA : English Turkish

n. anuptaphobia, bekar kalma korkusu

ANURETIC : English Turkish

adj. idrara çıkamama, işeyememe ile ilgili (Tıp)

ANURIA : English Turkish

n. idrara çıkartamama, işeyememe (Tıp)

ANUROUS : English Turkish

adj. kuyruksuz, (Zooloji) kuyruğu olmayan, kuyruksuz