Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ILEOCECUM : English Turkish

n. tek organ olarak düşünülen ince bağırsak ve kör bağırsak (Anatomi)

ILEOCOLITIS : English Turkish

n. ince bağırsağın alt kısmının tahriş olması (Tıp)

ILEOSTOMY : English Turkish

n. bağırsakta ameliyat deliği açma (Tıp)

ILEUM : English Turkish

n. kıvrımbağırsak, ince bağırsağın alt kısmı

ILEUS : English Turkish

n. bağırsak tıkanması

ILEX : English Turkish

n. pırnal, çobanpüskülü

ILIAC : English Turkish

adj. kalçaya ait, kıvrımbağırsağa ait

ILIAC PASSION : English Turkish

n. (Tıp) ileus, bağırsak tıkanması, aşırı ağrı ve kusmaya neden olan bağırsak tıkanması

ILIAD : English Turkish

n. İlyada destanı

ILIOLUMBAR : English Turkish

adj. ilyolombar, leğen kemiği ve kalçanın üst bölümü (Anatomi)

ILIUM : English Turkish

n. kalça kemiği, karnın yan tarafı, böğür

ILIUM : English Turkish

n. ilium, leğen kemiğinin üst bölümü (Anatomi)

ILK : English Turkish

n. tür, çeşit, tip

ILL : English Turkish

n. hastalık, rahatsızlık, sorun, belâ, illet, dert

ILL : English Turkish

adj. hasta, sağlıksız, rahatsız, kötü, fena, ahlaksız, zararlı

ILL : English Turkish

adv. keyifsizce, rahatsız bir şekilde, huzursuzca, kötü, fena, zorla, zar zor

ILL ADVISED : English Turkish

akılsız, tedbirsiz, düşüncesiz, ihtiyatsız

ILL AFFECTED : English Turkish

kötü huylu, kötü niyetli, karşı çıkan

ILL ASSORTED : English Turkish

adj. uyumsuz, yakışmayan

ILL ASSORTED COUPLE : English Turkish

uyumsuz çift, yakışmayan çift, birbirine uymayan çift

ILL AT EASE : English Turkish

huzursuz, endişeli, içi rahat olmayan

ILL BLOOD : English Turkish

kızgınlık, dargınlık, soğukluk

ILL BRED : English Turkish

görgüsüz, terbiyesiz, kötü huylu, kaba

ILL BREEDING : English Turkish

görgüsüzlük, terbiyesizlik, kötü davranışlar

ILL CONDITIONED : English Turkish

kötü durumda, öfkeli, sinirli