Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ILLUMINATE : English Turkish

v. aydınlatmak, ışıtmak, ışıklandırmak, yaldızlı harflerle süslemek, aydınlanmak

ILLUMINATED : English Turkish

adj. aydınlatılmış, ışıklandırılmış, ışıklı

ILLUMINATED ADVERTISING : English Turkish

n. ışıklı reklâm

ILLUMINATI : English Turkish

n. Illuminati, aydınlanmanın yolunu bildiğini iddia eden dini grup veya tarikat

ILLUMINATING : English Turkish

adj. aydınlatan, aydınlatıcı, açıklayıcı, bilgi verici

ILLUMINATING AMMUNITION : English Turkish

aydınlatma mühimmatı, aydınlatma cephanesi, güçlü ışık vermesi için yükseğe fırlatılan özel patlayıcı

ILLUMINATING BOMB : English Turkish

aydınlatma bombası, parlak bir ışık veren bomba

ILLUMINATING FIRE : English Turkish

aydınlatma atışı, savaş alanını aydınlatması için yapılan topçu atışı

ILLUMINATING GAS : English Turkish

aydınlatma gazı

ILLUMINATING POWER : English Turkish

n. aydınlatma kuvveti

ILLUMINATING SHELL : English Turkish

aydınlatma mermisi, ateş edildiği yüksekte parlak bir ışık saçan mermi

ILLUMINATINGLY : English Turkish

adv. aydınlatarak, ışık vererek, ışık saçarak; açıklayıcı bir şekilde, bilgilendirici bir şekilde

ILLUMINATION : English Turkish

n. aydınlatma, aydınlık, ışıklandırma, açıklama, izah, zihin açma, yaldız ve resimlerle süsleme (yazı)

ILLUMINATION BASE : English Turkish

aydınlatma üssü, aydınlatma alandı, ışıklandırma alanı

ILLUMINATIVE : English Turkish

adj. aydınlatıcı, açıklayıcı

ILLUMINATO : English Turkish

n. Illuminato, aydınlanmanın yolunu bildiğini iddia eden dini grup veya tarikat

ILLUMINATO : English Turkish

n. aydınlanmaya erişmiş kimse, aydın, bilge

ILLUMINATOR : English Turkish

n. aydınlatıcı kimse veya şey, ışıklandırıcı; ışık kaynağı; tanımlayan, tanımlayıcı, açıklayıcı

ILLUMINE : English Turkish

v. aydınlatmak, ışıklandırmak, zihin açmak

ILLUMINISM : English Turkish

n. illüminizm, yüce ruhani veya entelektüel aydınlanma sahipliğine inanma (Illuminati veya diğer grupların sahibi olduğu)

ILLUMINIST : English Turkish

n. illüminist, illüminizme inanan kimse, yüce ruhani veya entelektüel aydınlanma sahipliğine inanan kimse; Illuminati üyesi kimse

ILLUS : English Turkish

"illustrated (resimlendirilmiş); illustration (resimleme)", resimlendirilmiş, örneklendirilmiş; bir kitap veya başkaca bir çalışmayı anlatan resim

ILLUSION : English Turkish

n. illüzyon, yanılsama, aldatıcı görünüş, hayal, göz aldanması, aldatma

ILLUSIONAL : English Turkish

adj. illüzyona neden olan, illüzyon ile ilgili; illüzyon gören, gerçekliğin aldatıcı görüntüsünü görme rahatsızlığı çeken

ILLUSIONARY : English Turkish

adj. aldatıcı, yanıltıcı, yanlış yönlendirici; illüzyonlarla ilgili, görüntü yanılsaması ile ilgili