Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INDUCTIVE METHOD : English Turkish

tümevarımcı yöntem, indüksiyon metodu, tek bir durumun ayrıntılarından genel bir durum hakkında sonuç çıkarımı yapılan felsefe metodu

INDUCTIVELY : English Turkish

adv. elektrik veya manyetik indüksiyon aracılığıyla (Elektrik); tümevarımlı usa vurma aracılığıyla

INDUCTIVENESS : English Turkish

n. tümevarımlılık, tümevarımlı olma, tümevarımcı olma

INDUCTOR : English Turkish

n. indüktör

INDUCTOTHERMY : English Turkish

n. endüktotermi, elektromanyetik indüksiyon kullanarak ateş üretme (Tıp)

INDUE : English Turkish

v. donatmak, sağlamak, kalite veya yetenek edindirmek; giydirmek, giyecekle donatmak, elbise giydirmek

INDULGE : English Turkish

v. memnun etmek, boyun eğmek, hoşgörmek, şımartmak, yüz vermek, izin vermek, haz almak, zevk almak, tutulmak, içmek, sigara içmek

INDULGE IN ILLUSIONS : English Turkish

illüzyonlara dalmak, yanılsamalara batmak, hayallere kapılmak

INDULGE IN MOCKERY : English Turkish

alay etmek, dalga geçmek, maskara etmek

INDULGE IN RETROSPECTION : English Turkish

geçmişe dalmak, geçmişe kapılmak, geçmiş düşüncelere batmak

INDULGED IN FANTASIES : English Turkish

fantezilere dalmak, kurgulara batmak, fanteziler kurmak, hayal gücünde çılgınlaşmak

INDULGENCE : English Turkish

n. hoşgörü, müsamaha, anlayış gösterme, boyun eğme, yüz verme, şımartma, haz, zevk, bağımlılık, tutku, günahların kilisece affedilmesi

INDULGENCED PRAYER : English Turkish

n. günahları affettiren dua

INDULGENT : English Turkish

adj. hoşgörülü, anlayışlı, yüz veren

INDULGENTLY : English Turkish

adv. hoşgörüyle, anlayışla

INDULGER : English Turkish

n. taleplere olumlu karşılık veren, yapan, yerine getiren, istekler uyan, boyun eğen, ne denirse yapan; hoşgörülü kimse, merhametli kimse, yumuşak kimse; şımartan kimse, yüz veren kimse, pohpohlayan kimse

INDULINE : English Turkish

n. indülin, çivit boyası, koyu mavi ve siyah renklerin üretildiği bileşimler grubu

INDUMENTUM : English Turkish

n. kıllı örtü, kıllı kaplama, kitlesel olarak kıllar veya pullar (Zooloji, Botanik); Roma'da herhangi bir giyecek veya aksesuar parçası için kullanılan genel terim

INDURATE : English Turkish

v. sertleştirmek, katılaştırmak, duygusuzlaştırmak, sertleşmek, hissizleşmek, sağlamlaşmak

INDURATED : English Turkish

adj. sertleşmiş, sertleştirilmiş, katılaşmış, katılaştırılmış; vurdumduymaz veya inatçı bir hale getirilmiş

INDURATION : English Turkish

n. katılaşma, sertleşme, sertleştirme, duygusuzlaşma, sağlamlaştırma

INDURATIVE : English Turkish

adj. sertleştirici işlevi olan, katılaştırıcı

INDUSIUM : English Turkish

n. zar, örtenek(Anatomi, Zooloji, Botanik)

INDUSTRIAL : English Turkish

n. sanayici

INDUSTRIAL : English Turkish

adj. endüstriyel, sanayi, endüstri