Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INFANTILIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) çocuk muamelesi yapmak, çocukmuş muamelesi yapmak, bebek muamelesi yapmak, bir kimseye bebekmiş gibi muamele etmek; küçük bir çocuk gibi kalmak, genç bir insan gibi kalmak, çocuksu kalmak; bir kimseyi çocuksu bir durumda tutmak (infantilise olarak da yazılır)

INFANTINE : English Turkish

adj. çocuksu, gelişmemiş, olgunlaşmamış, bebeksi

INFANTRY : English Turkish

n. piyade

INFANTRY BRIGADE : English Turkish

piyade tugayı, yaya olarak savaşmak üzere eğitilmiş ve donatılmış büyük askerî birlik

INFANTRY FIGHTING VEHICLE : English Turkish

Piyade Saldırı Aracı, IFV, piyade erlerini taşımak için kullanılan hafif silahlı araç

INFANTRY OFFICER : English Turkish

piyade subayı, yaya savaşçı asker tugayı subayı

INFANTRYMAN : English Turkish

n. piyade, piyade eri

INFARCT : English Turkish

n. enfarktüs

INFARCTED : English Turkish

adj. kapalı, bloke olmuş, tıkalı, önü kesik (Tıp)

INFARCTION : English Turkish

n. damar tıkanıklığı

INFATUATE : English Turkish

v. aklını çelmek, aklını başından almak, çılgına çevirmek

INFATUATED : English Turkish

adj. karasevdalı, delicesine aşık, aklı başından gitmiş

INFATUATING : English Turkish

adj. büyüleyici, deli edici, âşık edici, kendine bağlayıcı, çıldırtıcı, kendine tutsak edici

INFATUATION : English Turkish

n. delicesine aşık olma, sevdalanma, vurulma, karasevdaya düşme

INFEASIBLE : English Turkish

adj. pratikte mümkün olmayan, olursuz, yapılması mümkünsüz

INFECT : English Turkish

v. bulaştırmak, enfekte etmek, bozmak, aşılamak

INFECTED : English Turkish

adj. enfekte olmuş, enfekte, bulaşmış, hastalığa neden olan mikroplardan veya hastalıktan etkilenmiş; bozulmuş, lekelenmiş, kusurlanmış; etkilenmiş

INFECTED WITH FOOT AND MOUTH DISEASE : English Turkish

şap hastalığı bulaşmış, dabak hastalığı bulaşmış

INFECTED WITH HIV : English Turkish

HIV bulaşmış, AIDS hastası

INFECTER : English Turkish

n. bulaştıran, kirleten, lekeleyen; hastalık bulaştıran, hastalık yayan

INFECTION : English Turkish

n. enfeksiyon, bulaşma, bulaştırma, bozulma

INFECTIOUS : English Turkish

adj. bulaşıcı

INFECTIOUS DISEASE : English Turkish

ulaşıcı hastalık, bulaşan hastalık, taşınabilir hastalık, başkalarına geçirilebilir hastalık, vücutta patojenik organizmaların gelişiminden kaynaklanan hastalık

INFECTIOUS MONONUCLEOSIS : English Turkish

enfeksiyöz mononüklöz, beze humması, sürekli zayıflığa yol açan bulaşıcı hastalık

INFECTIOUSLY : English Turkish

adv. bulaşıcı bir şekilde, bulaşan bir şekilde