English Turkish
INFERIOR VENA CAVA : English Turkish
n. (Tıp) alt ana toplardamar, vücudun alt bölümünden (alt uzuvlar pelvis ve karın bölgesi organlarından) kalbin sağ kulakçığına kan taşıyan büyük damar
INFERIORITY : English Turkish
n. aşağılık, astlık, adilik, bayağılık
INFERIORITY COMPLEX : English Turkish
aşağılık kompleksi
INFERIORITY FEELING : English Turkish
n. aşağılık duygusu
INFERIORITY FEELINGS : English Turkish
aşağılık duygusu, bayağılık duygusu, birinin diğerleri kadar iyi olmadığı düşüncesi
INFERIORLY : English Turkish
adv. değersiz bir şekilde, kalitesiz bir şekilde, ikinci kalite bir şekilde, alt tabaka şeklinde
INFERNAL : English Turkish
adj. cehennem, cehennem gibi, şeytani, berbat, iğrenç
INFERNAL MACHINE : English Turkish
gaddarca makine, canavarca makine, suikast bombası
INFERNALLY : English Turkish
adv. şeytanca, şeytani bir şekilde
INFERNO : English Turkish
n. cehennem
INFERRIBLE : English Turkish
adj. çıkartılabilir, sonuçlandırılabilir, türetilebilir
INFERTILE : English Turkish
adj. verimsiz, çorak, kıraç, kısır
INFERTILELY : English Turkish
adv. verimsiz bir şekilde, bereketsiz bir şekilde, çorak bir şekilde, kısır bir şekilde, meyve vermeyen bir şekilde
INFERTILITY : English Turkish
n. verimsizlik, çoraklık, kısırlık
INFEST : English Turkish
v. bürümek, kaplamak, istila etmek, doldurmak, zarar vermek
INFESTATION : English Turkish
n. istila, sarma, bürüme
INFESTED : English Turkish
adj. istila edilmiş, kuşatılmış, etrafı sarılmış, bürünmüş; ardı ardına rahatsızlık verilmiş, üst üste yıldırılmış (haşere veya parazitlerle olduğu gibi)
INFESTER : English Turkish
n. istila eden kimse, kuşatan kimse, bürüyen, etrafı saran
INFIBULATION : English Turkish
n. infübilasyon, cinsel birleşmenin engellenmesi amacıyla klitorisin ve labiyanın çıkartılıp vulva kenarlarıyla birleştirilmesi (bazı kültürlerde görülen bir uygulama); toka ile tutuşturur gibi birbirine iliştirme
INFIDEL : English Turkish
n. imansız kimse, kâfir, gâvur
INFIDEL : English Turkish
adj. imansız, imansızlara ait
INFIDELIC : English Turkish
adj. inanışa ters hareket eden, kabul görmüş doktrinlere karşı duran, inançsız, beli bir inancı reddeden, kâfir
INFIDELITY : English Turkish
n. imansızlık, kâfirlik, ihanet, hıyanet, aldatma, zina
INFIELD : English Turkish
n. tarla, çiftliğe yakın tarla, sahanın kaleye yakın bölümü
INFIELDER : English Turkish
n. orta saha oyuncusu (Beyzbol)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani