English Turkish
INFLATED BILL : English Turkish
şişirilmiş fatura, mantıksız ve dürüst olmayan bir şekilde yükseltilmiş fiyat
INFLATED STYLE : English Turkish
şişirilmiş tarz, gösterişli tarz, abartılı stil, süslü stil
INFLATEDLY : English Turkish
adv. şişirilmiş bir şekilde, büyütülmüş bir şekilde, abartılmış bir şekilde; gaz ile doldurulmuş bir şekilde, gaz ile doldurularak
INFLATEDNESS : English Turkish
n. şişirilmişlik, büyütülmüşlük, abartılmışlık; gaz ile doldurulmuş olma durumu
INFLATER : English Turkish
n. şişiren, büyüten, abartan; gaz ile dolduran, hava pompası
INFLATION : English Turkish
n. enflasyon, şişkinlik, şişirme, kendini beğenmişlik, abartı
INFLATION ACCOUNTING : English Turkish
enflasyon muhasebesi, muhasebe raporlarının endeksteki değişimlere göre düzeltilmesi metodu
INFLATIONARY : English Turkish
adj. enflasyon, enflasyona ait, enflasyona neden olan
INFLATIONARY GAP : English Turkish
enflasyonist açık, tam işsizlik durumu ile birleştirilmiş piyasa fazlalığı (Ekonomi)
INFLATIONARY PROFIT : English Turkish
enflasyon kârı, para değerinin düşüşünden kaynaklanan kazanç
INFLATIONARY SURPLUS : English Turkish
enflasyon fazlası, enflasyon getirisi, fiyat endeksindeki bir yükselmeden kaynaklanan kazanç
INFLATIONISM : English Turkish
n. enflasyonizm, enflasyon politikası, mevcut olan mallarla ilgili para arzının fiyatlardaki artışın bir sonucu olarak yükseltilmesi uygulaması
INFLATIONIST : English Turkish
n. enflasyonist, enflasyon yanlısı kimse
INFLATOR : English Turkish
n. inflatör, büyüten kimse veya şey; şişirici, şişiren, hava pompası
INFLECT : English Turkish
v. eğmek, bükmek, kıvırmak, değiştirmek (ses), çekmek [dilb.]
INFLECTED : English Turkish
adj. eğik, eğilmiş, kavisli; bükülme ile değiştirilmiş, çekmiş, çekimlenmiş (Gramer)
INFLECTION : English Turkish
n. eğilme, kıvrılma, ses tonunun değişmesi, çekim, çekim eki
INFLECTIONAL : English Turkish
adj. bükülme ile ilgili, kıvrılma ile ilgili, çekim ile ilgili, çekme ile ilgili (Gramer)
INFLECTIVE : English Turkish
adj. bükülme ile ilgili, kıvrılma ile ilgili, çekim ile ilgili, çekme ile ilgili (Gramer); çekmeye veya bükmeye eğilimli; saptıran, saptırıcı
INFLEXIBILITY : English Turkish
n. eğilmezlik, kararlılık
INFLEXIBLE : English Turkish
adj. eğilmez, boyun eğmez, inatçı, kararlı
INFLEXIBLE COURAGE : English Turkish
n. kırılmaz cesaret, bükülmez cesaret, inatçı cesaret, büyük cesaret
INFLEXIBLE PERSON : English Turkish
n. esnek olmayan kimse, bükülmez kimse, inatçı kimse, yumuşak olmayan kimse
INFLEXIBLENESS : English Turkish
n. eğilmezlik, bükülmemezlik, esnek olmama durumu; sertlik, katılık; boyun eğmezlik, inatçılık, kararlılık, dediğim dediklik
INFLEXIBLY : English Turkish
adv. eğilmez bir şekilde, bükülmez bir şekilde, esnek olmayan bir şekilde; sertçe, katı bir şekilde; boyun eğmeyen bir şekilde, inatçı bir şekilde, kararlı bir şekilde, dediğim dedik bir şekilde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani