Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INQUISITION : English Turkish

n. sorgu, soruşturma, inceleme, engizisyon mahkemesi

INQUISITIONAL : English Turkish

adj. soruşturma, araştırma, engizisyon

INQUISITIVE : English Turkish

adj. meraklı, yersiz sorular soran, soru sorup duran, araştırmacı

INQUISITIVELY : English Turkish

adv. sorgulayarak; meraklı bir şekilde; burunu sokarak, dikizleyerek, gözetleyerek

INQUISITIVENESS : English Turkish

n. meraklılık, çok soru sorma

INQUISITOR : English Turkish

n. engizisyon mahkemesi üyesi

INQUISITORIAL : English Turkish

adj. soruşturma ile ilgili, soruşturma, araştırma, meraklı

INQUISITORIALLY : English Turkish

adv. meraklı bir şekilde, sorgulayarak

INQUORATE : English Turkish

adj. yeterli sayıya ulaşmadan, yeter sayıyı bulmadan (Britanya)

INR : English Turkish

Uluslararası Normalleştirilmiş Oran, kan pıhtılaşması testleri sonuçlarını bildirmek için Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Tromboz ve Hemostaz Birliği tarafından kurulan sistem

INROAD : English Turkish

n. akın, baskın, tecâvüz, gedik

INRUSH : English Turkish

n. içeriye hücum, üşüşme, akın

INRUSHING : English Turkish

n. içe akma, içe doğru akış

INRUSHING : English Turkish

adj. içe akan, içe doğru akan

INS : English Turkish

Göçmenlik ve Vatandaşlık Bürosu, yabancıların Amerika Birleşik Devletleri'ne kabul edilmesiyle ilgili kanunların uygulanmasından sorumlu olan ABD Adalet Bakanlığı dairesi

INS : English Turkish

n. iktidar partisi, iktidardakiler, girdiler

INS AND OUTS : English Turkish

girdisi çıktısı, bütün ayrıntıları

INSALIVATE : English Turkish

v. salya dökmek, salya ile ıslatmak, salya ile karıştırmak (yemek vs)

INSALIVATED : English Turkish

adj. salya dökülmüş, salya ile ıslatılmış, salya ile karıştırılmış (yemek vs)

INSALIVATION : English Turkish

n. salya dökme, salya ile ıslatma, salya ile karıştırma (yemek vs)

INSALUBRIOUS : English Turkish

adj. sağlığa zararlı, zararlı, sağlıksız

INSALUBRITY : English Turkish

n. sağlığa dokunma, sağlıksızlık

INSANE : English Turkish

adj. çılgın, deli, çıldırmış, delilere özgü, anlamsız, delice

INSANE ASYLUM : English Turkish

akıl hastanesi

INSANE AUTOMATISM : English Turkish

kontrol edilemez istek, aklı başında düşünememe süreci, mantıklı bir şekilde düşünememe süreci, bir kimseyi cezai eylemlerden dolayı sorumlu tutulmaktan çıkaran durum