English Turkish
INSENSATENESS : English Turkish
n. cansızlık, ruhsuzluk, sıkıcılık; duygusuzluk, hissizlik, soğukluk; aptallık, akılsızlık
INSENSIBILITY : English Turkish
n. duygusuzluk, hissizlik, duyarsızlık, aldırışsızlık, baygınlık
INSENSIBLE : English Turkish
adj. duyarsız, hissiz, baygın, ilgisiz, umursamaz, farkında olmayan, habersiz, hissedilmez, belli belirsiz
INSENSIBLE OF : English Turkish
adj. farkında değil, habersiz
INSENSIBLE TO PAIN : English Turkish
ağrıya duyarsız, ağrı hissetmeyen
INSENSIBLY : English Turkish
adv. duygusuzca, acımasızca, hissedilmez bir biçimde
INSENSITIVE : English Turkish
adj. duyarsız, taş kalpli, duygusuz, hissiz, katı, katı yürekli, anlayışsız
INSENSITIVELY : English Turkish
adv. duygusuz bir şekilde, soğuk bir şekilde, kalpsiz bir şekilde; duyarsızca, hissetmeden, hissetmeyerek, belli fiziksel duygulara hassaslık göstermeyerek
INSENSITIVENESS : English Turkish
n. hissizlik, duyarsızlık
INSENSITIVITY : English Turkish
n. hissizlik, duyarsızlık
INSENTIENCE : English Turkish
n. cansızlık, ruhsuzluk, yaşamsızlık, sönüklük
INSENTIENT : English Turkish
adj. duyarsız, hissiz
INSEPARABILITY : English Turkish
n. ayrılamazlık
INSEPARABLE : English Turkish
adj. ayrılamaz, yakın, çok samimi, ayrılmaz
INSEPARABLENESS : English Turkish
n. ayrılmazlık, bölünmezlik, ayrıştırılması imkânsızlık
INSEPARABLES : English Turkish
n. yakın arkadaşlar, sıkı dostlar
INSEPARABLY : English Turkish
adv. ayrılmaz bir şekilde, bölünmez bir şekilde, ayrıştırılması imkânsız bir şekilde
INSERT : English Turkish
n. ilave sayfalar, ilan
INSERT : English Turkish
v. sokmak, eklemek, girmek [bilg.], atmak, girmek, vermek (ilan)
INSERT KEY : English Turkish
araya sokma tuşu, IBM uyumlu bilgisayarlarda araya ekleme modu ile üstüne yazma modu arasındaki değişimi kontrol eden tuş
INSERT MODE : English Turkish
(Bilgisayar) araya ekleme kip, araya sokma modu, yazmanın mevcut karakterleri satır boyunca itmesine neden olduğu düzenleme modu ("overtype {üzerine yazma}" modundaki gibi yazdıkça mevcut karakterlerin silinmesinin tersine)
INSERTED : English Turkish
adj. ekli, eklenmiş, ilaveli, ilave edilmiş; içine konulmuş, içine yerleştirilmiş; (Bilgisayar) başka iki obje arasına yerleştirilmiş (metin imaj vs)
INSERTED IN : English Turkish
içine yerleştirilmiş, içine konulmuş
INSERTER : English Turkish
n. içine yerleştiren kimse veya şey, içine koyan
INSERTING : English Turkish
n. içine koyma, içine yerleştirme; ilave etme, ekleme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani