English Turkish
INSIDE TRACK : English Turkish
iç kulvar, iç şerit, merkeze en yakın olan hat (Spor); başarıya hızla giden yol (Ticaret)
INSIDE WALL : English Turkish
iç duvar, bir yapının içinde yer alan duvar
INSIDER : English Turkish
n. içerideki, içyüzünü bilen kimse, üye
INSIDER TRADING : English Turkish
içeriden bilgilendirme, içeriden bilgiye dayalı ticaret, bir şirketin finansal durumu ile ilgili özel bilgiye erişebilen insanlar arasındaki yasa dışı hisse ve tahvil ticareti
INSIDES : English Turkish
n. iç organlar, iç kısımlar, bağırsaklar, sakatat, iç uzuvlar
INSIDIOUS : English Turkish
adj. sinsi, fırsat kollayan, hain
INSIDIOUS PERSON : English Turkish
n. sinsi kimse
INSIDIOUSLY : English Turkish
adv. sinsice
INSIDIOUSNESS : English Turkish
n. sinsilik, hainlik
INSIGHT : English Turkish
n. kavrama, içyüzünü anlama, sezme, anlama
INSIGHTFUL : English Turkish
adj. anlayan, anlayışlı, kavrayan, kavrayışlı, algılayan, algılaması güçlü
INSIGHTFULNESS : English Turkish
n. anlayışlılık, kavrayışlılık, algılamada kuvvetlilik
INSIGNE : English Turkish
n. amblem, simge; rütbeyi gösteren işaret; bröve, nişan, rozet, şeref nişanesi
INSIGNIA : English Turkish
n. iğaretler, nişanlar, işaretler, rütbe işaretleri
INSIGNIA OF RANK : English Turkish
ütbe işareti, askerî rütbesini göstermesi için bir kimse tarafından üniforması üzerine takılan sembol
INSIGNIFICANCE : English Turkish
n. önemsizlik, değersizlik, anlamsızlık
INSIGNIFICANCY : English Turkish
n. önemsizlik, değersizlik, anlamsızlık
INSIGNIFICANT : English Turkish
adj. önemsiz, değersiz, anlamsız, cüzi, silik
INSIGNIFICANT MATTER : English Turkish
önemsiz mesele, ehemmiyetsiz mesele, ikincil önemde olan mesele, marjinal mesele
INSIGNIFICANT PERSON : English Turkish
önemsiz kimse, ehemmiyetsiz kimse, ikincil önemde olan kimse
INSIGNIFICANTLY : English Turkish
adv. önemsiz olarak
INSINCERE : English Turkish
adj. samimi olmayan, samimiyetsiz, iki yüzlü, sadakâtsiz
INSINCERELY : English Turkish
adv. samimiyetsizce, onursuz bir şekilde, riyakârca, ikiyüzlü bir şekilde, vefasızca
INSINCERITY : English Turkish
n. samimiyetsizlik, iki yüzlülük, yapmacıklık
INSINUATE : English Turkish
v. ima etmek, çıtlatmak, çaktırmadan kabul ettirmek, kurnazca yakınlaşmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani