English Turkish
INSP.-GEN. : English Turkish
genel müfettiş, bir sistemi denetlemekle yükümlü olan görevli; tertibatı denetleyen ABD ordu görevlisi
INSPAN : English Turkish
v. koşum takmak, bir hayvana koşum takmak
INSPECT : English Turkish
v. denetlemek, teftiş etmek, kontrol etmek, yoklamak, muayene etmek
INSPECTABLE : English Turkish
adj. muayene edilebilir, incelenebilir, gözden geçirilebilir, resmen denetlenebilir
INSPECTED : English Turkish
adj. kontrol edilmiş, dikkatle incelenmiş, gözden geçirilmiş, resmen teftiş edilmiş, yoklanmış
INSPECTION : English Turkish
n. denetleme, teftiş, kontrol, yoklama, muayene
INSPECTION COMMITTEE : English Turkish
teftiş kurulu, inceleme heyeti, bir şeyi resmen incelemek üzere bir araya getirilmiş insanlar grubu
INSPECTION OF ARMS : English Turkish
silah denetimi, silah kontrolü, doldur-boşalt, silahların mühimmattan arındırılmış ve boş olduğunu doğrulamak amacıyla sıra halinde yapılan silah kontrolü
INSPECTION ORDER : English Turkish
denetleme emri, kontrol emri, muhafaza altında bulunan belgelerin okunması ve incelenmesine olanak sağlayan mahkeme emri
INSPECTIONAL : English Turkish
adj. denetimsel, kontrolle ilgili, incelemeyle ilgili, teftiş ile ilgili
INSPECTOR : English Turkish
n. müfettiş, denetçi, denetmen, kontrolör
INSPECTOR GENERAL : English Turkish
genel müfettiş, teftiş dairesi başkanı, sivil veya askerî bir teşkilatta teftiş görevleri bulunan görevli
INSPECTOR GENERAL OF THE POLICE : English Turkish
Emniyet Genel Müdürü, polis amiri, polis faaliyetlerinden sorumlu olan kişi, emniyet amiri
INSPECTOR OF TAXES : English Turkish
vergi denetmeni, vergi kontrolü yapmak üzere atanmış kimse
INSPECTORAL : English Turkish
adj. müfettişe ait
INSPECTORATE : English Turkish
n. müfettişlik, müfettişler
INSPECTORIAL : English Turkish
adj. müfettişe ait
INSPECTORSHIP : English Turkish
n. müfettişlik, denetleme, teftiş
INSPHERE : English Turkish
v. yarımküre yapmak, yarımküre şekli vermek; küre içine yerleştirmek; etrafını çevirmek, etrafını kapatmak
INSPIRATION : English Turkish
n. ilham, esin, vahiy, fikir, telkin, nefes alma
INSPIRATIONAL : English Turkish
adj. esinsel, esinlenme ile ilgili, ilhamsal, ilhamlanma ile ilgili; esin veren, ilham veren, canlandıran veya teşvik eden, motive eden; esinlenmiş, ilhamlanmış, canlandırılmış, teşvik edilmiş, motive edilmiş, cesaretlendirilmiş
INSPIRATIONALLY : English Turkish
adv. esinsel bir şekilde, esinlenme ile ilgili bir şekilde, ilhamsal olarak, ilhamlanma ile ilgili olarak; esin veren bir şekilde, ilham vererek, canlandıran veya teşvik eden bir şekilde, motive eden bir şekilde; esinlenmiş bir şekilde, ilhamlanmış olarak, canlandırılmış olarak, teşvik edilmiş bir şekilde, motive edilmiş bir şekilde, cesaretlendirilmiş bir şekilde
INSPIRATOR : English Turkish
n. suni solunum cihazı
INSPIRATORY : English Turkish
adj. soluk alma ile ilgili
INSPIRE : English Turkish
v. ilham vermek, esinlemek, sebep olmak, uyandırmak, canlandırmak, aşılamak, telkin etmek, yaymak, içine çekmek, soluk almak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani