Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INSOLATION : English Turkish

n. güneşe koyma, güneşlendirme, güneşlenme, güneş çarpması

INSOLE : English Turkish

n. ayakkabı astarı, taban keçesi

INSOLENCE : English Turkish

n. saygısızlık, küstahlık, arsızlık, aşağılama

INSOLENT : English Turkish

adj. terbiyesiz, saygısız, küstah, aşağılayıcı, küçük düşürücü, cüretkâr

INSOLENTLY : English Turkish

adv. küstahça

INSOLUBILITY : English Turkish

n. erimezlik, çözülmezlik, içinden çıkılmazlık

INSOLUBLE : English Turkish

adj. erimez, çözünmez, çözülemez, halledilemez, çözümsüz

INSOLUBLE : English Turkish

n. erimez madde, çözünmez madde

INSOLUBLE PROBLEM : English Turkish

çözülemez sorun, içinden çıkılmaz mesele, cevapsız sorun

INSOLUBLE SUBSTANCE : English Turkish

çözülmez madde, çözünmez madde, erimez madde, eritilemez madde

INSOLUBLY : English Turkish

adv. çözünmez bir şekilde; açıklanamaz bir şekilde, çözülemez bir şekilde, çözümsüz bir şekilde

INSOLVABLE : English Turkish

adj. çözünmez; açıklanamaz, çözülemez, çözümsüz

INSOLVENCY : English Turkish

n. borcunu ödeyememe, iflas

INSOLVENT : English Turkish

adj. iflas etmiş, batmış, borcunu ödeyemeyen

INSOLVENT : English Turkish

n. iflas etmiş kimse, borcunu ödeyemeyen kimse

INSOMNIA : English Turkish

n. uykusuzluk, uyuyamama hastalığı

INSOMNIAC : English Turkish

n. uykusuzluk hastası

INSOMUCH : English Turkish

adv. o kadar, o derece

INSOMUCH AS : English Turkish

hatta, o kadar ki, mademki, den beri

INSOMUCH THAT : English Turkish

o kadar ki, hatta

INSOUCIANCE : English Turkish

n. ilgisizlik

INSOUCIANT : English Turkish

adj. ilgisiz, kaygısız, tasasız, endişesiz

INSOURCING : English Turkish

n. iç tedarik, iç kaynaklı, içeriden kaynaklı, dışarıdan kaynak sağlamak yerine mevcut çalışanlara görev verilmesi yöntemi

INSP : English Turkish

müfettiş, baş komiserin alt rütbesinde olan polis memuru

INSP. : English Turkish

n. müfettiş, baş komiserin alt rütbesinde olan polis memuru