English Turkish
INOFFICIOUS : English Turkish
adj. asıl mirasçıya pay vermeyen, mirasçıya bir şey bırakmayan
INOPERABLE : English Turkish
adj. ameliyat edilemez
INOPERATION : English Turkish
n. etki, tesir
INOPERATIVE : English Turkish
adj. etkisiz, geçersiz, hükümsüz, çalışmayan, işlemeyen
INOPPORTUNE : English Turkish
adj. vakitsiz, zamansız, yersiz, mevsimsiz, münasebetsiz
INOPPORTUNELY : English Turkish
adv. zamansız bir şekilde, zamanı uygun olmayan bir şekilde, uygun olmayan bir zamanda; uygun olmayan bir şekilde
INOPPORTUNITY : English Turkish
n. zamansızlık, zamanı uygun olmama durumu, uygunsuzluk
INORDINATE : English Turkish
adj. aşırı, ölçüsüz, düzensiz, oransız
INORDINATELY : English Turkish
adv. aşırı olarak, aşırı bir şekilde, denetimsiz bir şekilde, kontrolsüz bir şekilde; düzensiz bir şekilde, karışık bir şekilde
INORDINATELY DEPRESSING : English Turkish
aşırı bunaltıcı, aşırı iç karartıcı, büyük üzüntüye neden olan
INORGANIC : English Turkish
adj. inorganik
INORGANIC CHEMISTRY : English Turkish
inorganik kimya, kimyanın organik moleküllerle ilgilenen dalı
INORGANICALLY : English Turkish
adv. inorganik bir şekilde, cansız bir şekilde, sıkıcı bir şekilde, ruhsuz bir şekilde, canlı organizmaları oluşturan yapı ve dizgi olmadan
INORGANISATION : English Turkish
n. (Britanya İngilizcesi) düzensizlik (inorganization olarak da yazılır)
INORGANIZATION : English Turkish
n. (Amerikan İngilizcesi) düzensizlik (inorganisation olarak da yazılır)
INOSCULATE : English Turkish
v. birleştirmek, katmak, birleşmek
INOSCULATED : English Turkish
adj. birleştirilmiş, birbirine bağlanmış, birbirine katılmış; ağızlarla birleştirilmiş (damarlarda olduğu gibi)
INOSCULATION : English Turkish
n. birleşme, birbirine bağlanma, birbirine katılma; iki ağızla birleşme (damarlarda olduğu gibi)
INOSITOL : English Turkish
n. inositol, bitki ve hayvan dokularında rastlanan ve metabolizma için gerekli olan dokular; karaciğer hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaç (Farmakoloji)
INOTROPIC : English Turkish
adj. inotropik, kas kasıcı, bir kasın kasılmasını etkileyen (Tıp)
INPATIENT : English Turkish
n. yatan hasta, tıbbi tedavi aldığı süre boyunca hastanede kalan hasta, hastanede yatarak tedavi gören hasta
INPAYMENT : English Turkish
n. ödeme
INPHASE : English Turkish
adj. eş fazlı
INPO : English Turkish
özel sırada olmayan, rastgele düzen, özel sırada düzenlenmemiş (İnternet Argosu)
INPOURING : English Turkish
n. içe akan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani