English Turkish
INNER SENSE : English Turkish
içgörü, sezgi, altıncı his, telepati
INNER SIDE : English Turkish
iç taraf, iç; iç veya gizli yüz
INNER SPAN : English Turkish
n. iç açıklık
INNER STRENGTH : English Turkish
iç kuvvet, dâhili kuvvet, içten gelen kuvvet; karakter kuvveti
INNER SURFACE : English Turkish
n. iç yüzey
INNER TUBE : English Turkish
iç lastik
INNER VOICE : English Turkish
içses, bilinç, ruh sesi, akıl sesi
INNERLY : English Turkish
adv. için için
INNERMOST : English Turkish
adj. en iç, en içteki
INNERMOST SECRETS : English Turkish
en derin sırlar, en gizli sırlar, en iç duygular, özel düşünceler
INNERSPRING : English Turkish
adj. içten yaylı, kaplanmış bir yapı içinde bir dizi yayı olan (yatak döşeğinde olduğu gibi)
INNERVATE : English Turkish
v. sinir sistemine bağlamak, sinirlerini kuvvetlendirmek, canlandırmak, cesaretlendirmek
INNERVATED : English Turkish
adj. sinirle donatılmış, sinirler tedarik edilmiş; sinir sistemi aracılığıyla canlandırılmış
INNERVATION : English Turkish
n. sinirle donatma, sinirler tedarik etme; sinir sistemi aracılığıyla canlandırma
INNERVATIONAL : English Turkish
adj. sinirle donatma ile ilgili, sinirler tedarik etme ile ilgili; sinir sistemi aracılığıyla canlandırma ile ilgili
INNHOLDER : English Turkish
n. hancı, otelci, otel sahibi veya işleten kimse
INNIDIATION : English Turkish
n. (Tıp) hücrelerin metastaz yoluyla nakledildikleri bir yerdeki anormal gelişimi veya büyümesi
INNING : English Turkish
n. atış, vuruş sırası, kısmet, şans
INNINGS : English Turkish
n. atış, kısmet, vuruş sırası, şans
INNKEEPER : English Turkish
n. hancı, otelci, meyhaneci
INNOCENCE : English Turkish
n. suçsuzluk, masum olma, saflık, günahsızlık, cahillik
INNOCENCE INCARNATE : English Turkish
adj. melek gibi
INNOCENCY : English Turkish
n. masumiyet, masumluk, masum olma durumu; günahsızlık, günah veya yanlıştan arınmışlık, saflık, temizlik; suçsuzluk; naiflik, sadelik, yalınlık, karmaşık olmama durumu
INNOCENT : English Turkish
n. masum, günahsız, saf, zararsız kimse, aptal, saftrik
INNOCENT : English Turkish
adj. masum, suçsuz, günahsız, saf, zararsız
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani