English Turkish
INTELLIGENCE SERVICE : English Turkish
istihbarat servisi
INTELLIGENCE TEST : English Turkish
zekâ testi, akıl testi, IQ testi, bir kimsenin zihinsel yeterliliğini ölçmek üzere tasarlanmış psikoloji testi
INTELLIGENCE TESTS : English Turkish
zekâ testleri, akıl testleri, IQ testleri, bir kimsenin zihinsel yeterliliğini ölçmek üzere tasarlanmış psikoloji testler
INTELLIGENCER : English Turkish
n. muhbir, muhabir, casus, ajan
INTELLIGENT : English Turkish
adj. zeki, akıllı, yetenekli, kabiliyetli, usta, kültürlü
INTELLIGENT GUESS : English Turkish
zekice tahmin, akıllıca tahmin, iyi tahmin
INTELLIGENT PERSON : English Turkish
zeki kimse, akıllı kimse, eğitimli kimse, parlak kimse
INTELLIGENT TERMINAL : English Turkish
akıllı terminal, akıllı uçbirim, bağımsız bir şekilde veri işleyebilen terminal
INTELLIGENTLY : English Turkish
adv. akıllıca
INTELLIGENTSIA : English Turkish
n. aydınlar sınıfı, rusya'da devrim öncesi aydınlar sınıfı
INTELLIGENTZIA : English Turkish
n. aydınlar sınıfı, rusya'da devrim öncesi aydınlar sınıfı
INTELLIGIBILITY : English Turkish
n. anlaşılabilirlik, anlaşılırlık
INTELLIGIBLE : English Turkish
adj. anlaşılır, anlaşılabilir
INTELLIGIBLE LANGUAGE : English Turkish
anlaşılabilir dil, kavranabilir dil
INTELLIGIBLENESS : English Turkish
n. anlaşılabilirlik, kavranabilirlik
INTELLIGIBLY : English Turkish
adv. anlaşılabilir bir şekilde, kavranabilir bir şekilde
INTELPOST : English Turkish
Uluslararası Elektronik Posta, posta idarelerinin kullandıkları belge aktarımı için elektronik kopya sistemi
INTEMPERANCE : English Turkish
n. aşırılık, ölçüsüzlük, taşkınlık, sertlik, içkiye düşkünlük
INTEMPERATE : English Turkish
adj. şiddetli, sert, taşkın, fırtınalı, ölçüsüz, ayyaş
INTEMPERATELY : English Turkish
adv. aşırı bir şekilde, itidalsiz bir şekilde, aşırı bir şekilde, oburca; ölçüsüz bir şekilde, kontrolsüzce, öz kontrol olmadan
INTEMPERATENESS : English Turkish
n. aşırılık, itidalsizlik, oburluk; ölçüsüzlük, kontrolsüzlük, öz kontrolsüzlük (konuşma veya hareketlerde)
INTEND : English Turkish
v. kastetmek, niyet etmek, niyeti olmak, niyetlenmek, düşünmek, amaçlamak, azmetmek, hedeflemek, istemek, seçmek
INTEND FOR : English Turkish
seçmek, ayırmak
INTEND TO : English Turkish
-mak amaçlı,
nayı hedefleyen
INTENDANT : English Turkish
n. yönetici, idareci, müdür
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani