English Turkish
INTEGRATED FISCAL- MONETARY POLICY : English Turkish
entegre mali para politikası, devletin para arzı ve talebini etkileyerek ekonomik faaliyete müdahale düzeyi ile ilgili politika (Ekonomi)
INTEGRATED HELMET AND DISPLAY SIGHT SYSTEM : English Turkish
IHADSS, pilot kaskının siperinde bilgisayarla işlenmiş uçuş ve hedef verileri göstericisi (pilotun kafasını hareket ettirdiğinde gösterici değişir)
INTEGRATED RESOURCE MANAGEMENT : English Turkish
ütünleşik kaynak yönetimi, bir şirket içerisinde eşit üyeliğe dayalı ödenek kullanımı
INTEGRATED SOFTWARE : English Turkish
entegre yazılım, tümleşik yazılım, farklı uygulamalar arasında veri dosyaları taşıyabilen program (Bilgisayar)
INTEGRATION : English Turkish
n. birleşme, birleştirme, bütünleşme, tamamlama, integralleme
INTEGRATION BY PARTS : English Turkish
parçalı tümlev alma, karmaşık integralleri hesaplama yöntemi (Matematik)
INTEGRATION IN EDUCATION : English Turkish
eğitimde entegrasyon, ırklarına bakılmaksızın tüm öğrencilere bir arada eğitim verilmesi
INTEGRATIONIST : English Turkish
n. ırk ayrımına son verilmesini destekleyen, tüm ırkların tek toplum altında birleştirilmesini destekleyen kimse
INTEGRATIVE : English Turkish
adj. birleştirici, bütünleştirici, bir araya getirme eğiliminde olan; bir bütünlük oluşturmak üzere birleştiren
INTEGRATOR : English Turkish
n. birleştiren kimse veya şey, bütünleştirici kimse veya şey; integral hesaplamaları yapan makine
INTEGRITY : English Turkish
n. tamamlık, bütünlük, sağlamlık, dürüstlük, doğruluk, istikamet
INTEGUMENT : English Turkish
n. kabuk, deri, zar
INTEGUMENTAL : English Turkish
adj. integumental, doğal koruyucu örtü ile ilgili, kaplayıcı kabuk ile ilgili (Anatomi, Zooloji, Botanik)
INTEGUMENTARY : English Turkish
adj. deriye ait, kabukla ilgili
INTEL : English Turkish
n. Intel, Kaliforniya merkezli Amerikan elektronik şirketi, çok çeşitli elektronik ve bilgisayar parçaları üreticisi (yarıiletkenler, mikroişlemciler, yonga setleri ve daha fazlasını içerir)
INTEL PENTIUM : English Turkish
Intel Pentium, Intel şirketinin oldukça yeni merkezi işlemcisi
INTEL PENTIUM PRO : English Turkish
Intel Pentium Pro, Intel şirketinin yeni merkezi işlemcisi
INTEL PROCESSORS : English Turkish
Intel processors, önde gelen bilgisayar yonga işlemcisi şirketi
INTELLECT : English Turkish
n. akıl, zihin gücü, idrak kabiliyeti, zeki kimse, akıllı kimse
INTELLECTUAL : English Turkish
n. entellektüel, aydın, aydın kimse
INTELLECTUAL : English Turkish
adj. zihinsel, zeki, entellektüel, aydın
INTELLECTUAL APTITUDE : English Turkish
entelektüel yeterlik, entelektüel yatkınlık, akılsal beceri, zihinsel yeti
INTELLECTUAL CHALLENGE : English Turkish
entelektüel zorluk, entelektüel açıdan bir çaba gerektiren şey
INTELLECTUAL POWER : English Turkish
n. zihinsel güç, akıl gücü
INTELLECTUAL PROPERTY : English Turkish
n. Fikri Mülkiyet, (Hukuk) icatlar ya da fikirler sahipliği (yaratıcıların hakları gibi), yaratıcılık ile ortaya çıkan elle tutulamaz varlık, bir kişinin zihin gücü veya aklı ile yapılan çalışması sonucu ortaya çıkan mülkiyet
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani