English Turkish
INTERLEAVED : English Turkish
adj. aralıklı, yazılı sayfaların arasına boş sayfalar konulmuş (kitaplarda)
INTERLIBRARY : English Turkish
adj. kütüphaneler arası, kütüphaneler arasında
INTERLIBRARY LOAN : English Turkish
kütüphaneler arası kredi, başka bir kütüphane tarafından bir kütüphaneden kitap ödünç alınabilen sistem
INTERLINE : English Turkish
v. satır aralarına yazmak, astar koymak
INTERLINEAR : English Turkish
adj. satır arasına yazılmış
INTERLINEAR SPACE : English Turkish
n. satır aralığı
INTERLINEATE : English Turkish
v. bir belge veya metne kelimeler eklemek
INTERLINEATED : English Turkish
adj. kelimeler eklenmiş belge veya metin
INTERLINEATION : English Turkish
n. satır arasına yazılan yazı
INTERLINED : English Turkish
adj. basılmış veya yazılmış satırlar arasına ilave kelimeler eklenmiş (bir belge veya metinde)
INTERLINGUA : English Turkish
n. Uluslararası Yapay Dil Derneği tarafından tasarlanmış bir dil, ilk olarak 1951 yılında yayımlanmış olan ve Latince kökenli diller ile İngilizcenin ortak kelimelerini temel alan ve ilave bir uluslararası dil olarak geliştirilmiş olan yapay bir dil, uluslararası iletişimi kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmış yapay dil (çoğunlukla bilim insanları arasında); bilgisayarlı çeviri için kullanılan yapay dil
INTERLINGUE : English Turkish
n. Interlingue, Batı dili, neredeyse tamamı büyük batı dillerinden türemiş olan Edgar de Wahl tarafından uydurulmuş/yaratılmış ve 1922'de yayımlanmış olan uluslararası yapay dil
INTERLINING : English Turkish
n. iç astar, dâhili astar, bir giysinin dış kumaş ile normal astarı arasına yerleştirilen iç astar; iç astarlık için kullanılan kumaş
INTERLINK : English Turkish
v. birleştirmek, bağlamak
INTERLOBAR : English Turkish
adj. interlober, bir organın lopları arasında (Anatomi)
INTERLOBULAR : English Turkish
adj. interlober, bir organın lopları arasında (Anatomi)
INTERLOCK : English Turkish
v. kenetlemek, bağlamak, kilitlemek
INTERLOCKED : English Turkish
adj. birbirine geçmiş, tek halde, örülmüş; senkronize bir şekilde bir araya getirilmiş
INTERLOCUTION : English Turkish
n. konuşma, diyalog
INTERLOCUTOR : English Turkish
n. muhatap, konuşulan kişi
INTERLOCUTORY : English Turkish
adj. geçici, ara
INTERLOCUTORY INJUNCTION : English Turkish
n. geçici önlem
INTERLOCUTORY ORDER : English Turkish
n. (Hukuk) ara emir, geçici mahkeme emri, bir davanın seyri sırasında bir meselenin aydınlatılmasına kadar mahkeme tarafından verilen geçici emir
INTERLOCUTRESS : English Turkish
n. bayan konuşmacı, kadın konuşmacı, bir konuşmanın bayan katılımcısı
INTERLOCUTRICE : English Turkish
n. bayan konuşmacı, kadın konuşmacı, bir konuşmanın bayan katılımcısı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani