Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INTEROCEPTOR : English Turkish

n. interoseptör, bedensel uyarı alıcısı, vücut içinden gelen uyarıcılara karşılık veren reseptör (Fizyoloji)

INTEROFFICE : English Turkish

adj. ofisler arası, bir örgütte veya şirketteki farklı ofisler arasında olan; şirket içinde olan

INTEROPERABILITY : English Turkish

n. birlikte çalışabilirlik, birlikte çalışabilme; iki farklı türden bilgisayarın birlikte işlem görebilmesi ve iletişim kurabilmesi (Bilgisayar)

INTEROPERABLE : English Turkish

adj. birlikte çalışabilir, birlikte çalışabilen; iki farklı sistem arasında işlem görebilen ve iletişim kurabilen (Bilgisayar)

INTEROPERATE : English Turkish

v. birlikte çalışmak, birlikte işlemek, işbirliği içinde çalışmak

INTERORBITAL : English Turkish

adj. interorbital, göz yuvaları arasında olan (Anatomi)

INTERORBITALLY : English Turkish

adv. interorbital olarak, interorbital bir şekilde, göz yuvaları arasında (Anatomi)

INTERPARIETAL : English Turkish

adj. interparyetal, kafatasının parteyal kemikleri arasında bulunan (Anatomi)

INTERPAROXYSMAL : English Turkish

adj. nöbetler arası, krizler arası, kasılmalar arası

INTERPELLANT : English Turkish

n. açıklama isteyen kimse, hükümet yetkilisini resmi olarak sorgulayan kimse, gensoru veren kimse

INTERPELLATE : English Turkish

v. gensoru vermek

INTERPELLATION : English Turkish

n. gensoru

INTERPENETRATE : English Turkish

v. içine işlemek, birbirine işlemek

INTERPENETRATION : English Turkish

n. birbirine geçme, içine işleme; karşılıklı nüfuz etme

INTERPERSONAL : English Turkish

adj. kişilerarası, kişiler arası ilişkilerle ilgili olan veya kişilerarası ilişkiler içeren

INTERPERSONAL RELATIONSHIP : English Turkish

kişilerarası ilişki, kişilerarası bağlantı, bireyler arasındaki ilişkiler

INTERPERSONAL RELATIONSHIPS : English Turkish

kişilerarası ilişkiler, kişilerarası bağlantılar

INTERPERSONALLY : English Turkish

adv. kişilerarası olarak, kişilerarası bir şekilde

INTERPHALANGEAL : English Turkish

adj. interfalanksiyal, el veya ayak parmakları arasında bulunan

INTERPHASE : English Turkish

n. ara faz, bir hücrenin bölünmediği dönem (Biyoloji)

INTERPHONE : English Turkish

n. interkom, dahili telefon, iç hat

INTERPLANETARY : English Turkish

adj. gezegenler arası, uydular arası

INTERPLANT : English Turkish

v. Başkası ile birlikte dikmek; aynı tarlada farklı tarım ürünleri yetiştirmek, başka bir tarım ürünü ile dikmek; başka tarım ürünleri arasına dikmek; aynı yere bir türden fazla dikmek

INTERPLANT : English Turkish

n. başka bir embriyo tarafından sağlanan indiferant ortama nakledilerek diğerlerinden ayrılan embriyo parçası (Tıp); donörden konakçıya aktarılan malzeme (interplanting)

INTERPLAY : English Turkish

n. etkileşim