English Turkish
INTERROGABLE : English Turkish
adj. sorgulanabilir, araştırılabilir, bilgi veya kanıt için sorgulanabilir
INTERROGATE : English Turkish
v. ifadesini almak, sorguya çekmek, soru sormak, sorgulamak
INTERROGATED : English Turkish
adj. ifadesi alınmış, sorgulanmış, araştırılmış
INTERROGATION : English Turkish
n. soru sorma, sorgu, soru
INTERROGATION MARK : English Turkish
soru işareti
INTERROGATION OFFICER : English Turkish
n. sorgu memuru
INTERROGATIONAL : English Turkish
adj. soruşturma ile ilgili, araştırma ile ilgili, sorgulamayla ilgili, sorgu ile ilgili; soru ifade eden
INTERROGATIVE : English Turkish
n. soru zamiri
INTERROGATIVE : English Turkish
adj. soru, soru soran, sorgu
INTERROGATIVE PRONOUN : English Turkish
soru zamiri
INTERROGATIVE SENTENCE : English Turkish
soru cümlesi, soru soran cümle (Gramer)
INTERROGATIVELY : English Turkish
adv. soru belirten bir biçimde, soru şeklinde; soru ifade eden bir şekilde
INTERROGATOR : English Turkish
n. soru soran kimse, sorgulayan kimse, sorgu yargıcı, gensoru veren kimse
INTERROGATORILY : English Turkish
adv. sorgulama ile, soru sorma ile, sorguya çekerek
INTERROGATORY : English Turkish
n. soru
INTERROGATORY : English Turkish
adj. soru ifade eden, soru türünden
INTERROGEE : English Turkish
n. sorgulanan kimse, sorguya çekilen kimse, ifadesi alınan kimse
INTERRUPT : English Turkish
v. söze karışmak, sözünü kesmek, kesmek, ara vermek, sekte vurmak, yarıda kesmek, kapatmak (görüntü)
INTERRUPT A CONVERSATION : English Turkish
ir konuşmayı kesmek, bir tartışmayı kesmek, bir tartışmayı durdurmak
INTERRUPT AN ELECTRIC CURRENT : English Turkish
elektrik akımını kesmek, elektrik akımı akışını durdurmak
INTERRUPT REQUEST : English Turkish
kesme isteği, donanım aygıtının işlemci ile iletişim kurmasına izin veren yöneltme (Bilgisayar)
INTERRUPT THE VIEW : English Turkish
görüntüyü kapatmak, görüntüyü saklamak, manzarayı engellemek
INTERRUPT VECTOR : English Turkish
kesilme vektörü, bellekte kapanma ile etkinleştirilen alt yordamlar adreslerini saklayan yer (Bilgisayar)
INTERRUPTED : English Turkish
adj. kesik, aksak, kesilmiş
INTERRUPTED CONVERSATION : English Turkish
kesilmiş konuşma, bir tartışmayı kesti, bir tartışmayı durdurdu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani