Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IRON BENDER : English Turkish

demir bükücü, metaller bükme uzmanı olan kimse, demir dövmede çalışan kimse

IRON BUTTERFLY : English Turkish

Iron Butterfly, Amerikalı hard rock grubu (1960'larda ve 1970'lerde popüler olan)

IRON CLUB : English Turkish

n. gürz

IRON CONCRETE : English Turkish

n. betonarme

IRON CROSS : English Turkish

Demir Haç, II.Dünya Savaşı Alman madalyası

IRON CURTAIN : English Turkish

demirperde

IRON CURTAIN COUNTRIES : English Turkish

n. demirperde ülkeleri

IRON DISCIPLINE : English Turkish

sıkı disiplin

IRON FIST : English Turkish

demir yumruk, sert tavır, acımasızlık

IRON FIST IN A VELVET GLOVE : English Turkish

kadife eldiven içinde demir yumruk, yumuşaklık altında gizli olan güç

IRON FOUNDRY : English Turkish

dökümhane

IRON GATE : English Turkish

n. Demir Kapı, Romanya ve eski Yugoslavya sınırında bulunan Tuna nehri tarafından ayrılan dar geçit

IRON GATE : English Turkish

n. demir kapı, demirden yapılmış olan kapı

IRON HAND IN A VELVET GLOVE : English Turkish

kadife el içinde demir yumruk, yumuşaklıkla gizlenmiş güç

IRON HORSE : English Turkish

n. lokomotif

IRON LADY : English Turkish

Demir Leydi, Margaret Thatcher'a verilen ad (Büyük Britanya eski başbakanı)

IRON LUNG : English Turkish

yapay akciğer

IRON MAIDEN : English Turkish

n. Iron Maiden, İngiliz hard rock grubu

IRON MAIDEN : English Turkish

ortaçağ işkence aleti, içinde büyük çivileri olan kadın şeklindeki tabuttan oluşan ortaçağ işkence aleti; bakireliğini korumakta kararlı olan kadın

IRON MOULD : English Turkish

pas lekesi

IRON NERVES : English Turkish

sağlam sinirler, hiçbir şeye sinirlenmeme

IRON ORE : English Turkish

n. demir cevheri

IRON OUT : English Turkish

v. ütüyle açmak, ortadan kaldırmak, gidermek

IRON OUT DIFFERENCES : English Turkish

v. farklılıkları ortadan kaldırmak, farklılıkların üstesinden gelmek, anlaşmazlıkları düzeltmek

IRON OXIDE : English Turkish

n. demir oksit, demir ve oksit bileşimi