Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
APPRECIABLE : English Turkish

adj. hissedilir, farkedilir, sezilebilir

APPRECIABLY : English Turkish

adv. değer biçerek, oldukça, önemli derecede

APPRECIATE : English Turkish

v. değer vermek, değerini bilmek, minnettar olmak, teşekkür borçlu olmak, değerlendirmek, takdir etmek, değer biçmek, değerlendirmek; değerini artırmak, fiyatını yükseltmek; beğenmek, zevk almak; anlamak, kavramak, değer kazanmak, değerlenmek

APPRECIATING : English Turkish

adj. takdir eden

APPRECIATION : English Turkish

n. zevk alma, beğenme, takdir, değerini bilme, minnettarlık, paha biçme, değerlendirme, teşekkür; idrak, anlama; değer kazanma, değerlenme

APPRECIATION OF RATES : English Turkish

oran değerinin artması, faiz oranları veya fiyatların yükselmesi

APPRECIATIVE : English Turkish

adj. takdir eden, değerini bilen, minnettar, teşekkür borçlu

APPRECIATIVELY : English Turkish

adv. değerlendirerek, minnettar bir şekilde, teşekkür borçlu bir şekilde, minnetle

APPRECIATIVENESS : English Turkish

n. takdir edicilik, minnettarlık, şükran, değerbilir olma niteliği; gönül borcu ifadesi

APPRECIATOR : English Turkish

n. değer bilen, değer biçen, tahmin edici

APPRECIATORY : English Turkish

adj. değerini bilen, minnettar, teşekkür borçlu, takdir eden

APPREHEND : English Turkish

v. anlamak, kavramak; tutuklamak; korkuyla beklemek, endişe etmek

APPREHENSIBLE : English Turkish

adj. anlaşılır, anlaşılabilir

APPREHENSIBLY : English Turkish

adv. anlaşılır bir şekilde, makul bir biçimde

APPREHENSION : English Turkish

n. endişe, kaygı, algı, korku, tutuklama, kavrama, anlama, anlayış, düşünce, görüş

APPREHENSIVE : English Turkish

adj. endişeli, korkulu, kaygılı

APPREHENSIVELY : English Turkish

adv. kaygılı bir şekilde, korku ile, endişeli bir şekilde, düşünceli bir şekilde

APPREHENSIVENESS : English Turkish

n. endişelilik, kaygılı olma eğilimi, sinirlilik; akıllılık, anlayış

APPRENTICE : English Turkish

n. çırak, acemi

APPRENTICE : English Turkish

v. çırak olarak vermek

APPRENTICESHIP : English Turkish

n. çıraklık

APPRENTICESHIP LAW : English Turkish

çıraklık kanunu, reşit olmayanları çalıştırmayı düzenleyen kanun

APPRISE : English Turkish

v. haber vermek, söylemek, bilgi vermek

APPRISED OF : English Turkish

uyarılmış, bildirilmiş; haberdar edilmiş; bir konuda "bilgili"; bir sır ortağı

APPRIZE : English Turkish

v. bildirmek, bilgi vermek, haber vermek, haberdar etmek; değer vermek, değerini yükseltmek; (Eski kullanım) tahmin etmek, değer biçmek, fiyat saptamak