Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
KEEP A RECORD OF : English Turkish

v. fişlemek

KEEP A SCHOOL : English Turkish

okul işletme, okul yönetme, okul işleyişini yönetmek

KEEP A SECRET : English Turkish

sır tutmak, sır saklamak

KEEP A SHOP : English Turkish

dükkân işletmek

KEEP A STIFF UPPER LIP : English Turkish

v. metin olmak, gururlu durmak, kibirli davranmak

KEEP A STRAIGHT FACE : English Turkish

ciddi durmak, ciddi kalmak

KEEP A TALLY : English Turkish

v. çetelesini tutmak

KEEP A TIGHT REIN ON : English Turkish

v. dizginlemek

KEEP A WEATHER EYE OPEN : English Turkish

gözünü dört açmak, tetikte olmak, nöbet tutmak, gözetlemek

KEEP ABREAST OF : English Turkish

gelişmeleri takip etmek, haberdar olmak, güncel kalmak

KEEP ABREAST OF THE TIMES : English Turkish

v. güncel hale getirmek, güncelleştirmek; güncel kalmak; en son değişiklikleri kapsamak

KEEP ACCOUNTS : English Turkish

hesap tutmak, alınan ve harcanan parayı kaydetmek, ticari işleri kaydetmek

KEEP AFLOAT : English Turkish

suda durmak, masrafını çıkarmak

KEEP AHEAD : English Turkish

v. önde olmak, zirvede kalmak

KEEP AHEAD OF : English Turkish

v. önünde olmak, ilerisinde olmak

KEEP ALIVE : English Turkish

yaşatmak, canlı tutmak, hayatta kalmak

KEEP ALOOF : English Turkish

uzak durmak

KEEP AN ACCOUNT : English Turkish

v. hesap tutmak

KEEP AN APPOINTMENT : English Turkish

andevuya gelmek, randevuya gitmek, buluşmaya gitmek

KEEP AN EYE ON : English Turkish

gözkulak olmak, gözünü ayırmamak, dikkat etmek

KEEP AN EYE TO : English Turkish

v. gözlemek, bir şey gözetmek

KEEP AN OPEN MIND : English Turkish

açık görüşlü olmak, yeni fikirlere açık olmak

KEEP APART : English Turkish

ayırmak, uzak tutmak

KEEP AT : English Turkish

devam etmek, bırakmamak

KEEP AT A DISTANCE : English Turkish

mesafeli davranmak, mesafeyi korumak,
den uzak durmak; birinin
den uzak durmasına neden olmak