Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
KIEF : English Turkish

n. keyif, olağanüstü sakinlik veya mest olma durumu; güçlü esrar (Fas, Lübnan ve diğer Arap ve Ortadoğu ülkelerinden gelen) veya keyif almak için içilen başka madde

KIEFER : English Turkish

n. bir erkek ismi
bir soyadı

KIELBASA : English Turkish

n. baharatlı tütsülenmiş sosis

KIERKEGAARD : English Turkish

n. bir soyadı; Soren Aabye Kierkegaard (
1855), Danimarkalı filozof, varoluşçuluğun kurucusu ve öncüsü

KIESELGUHR : English Turkish

n. diyatomit, silisli toprak, dinamit üretiminde kullanılan ve diyatom kalıntıları içeren toprak

KIEV : English Turkish

n. Kiev, Ukrayna'nın başkenti

KIGALI : English Turkish

n. Kigali, Ruanda'nın başkenti

KIKAZARU : English Turkish

n. elleriyle kulaklarını kapatan ve böylelikle hiçbir kötü şey duymayan üç akıllı maymundan biri

KIKE : English Turkish

n. yahudi [kötü]

KIKUYU : English Turkish

n. Bantu dilini konuşan ve Nairobi'nin kuzeybatısında yaşayan tarım toplumu, Kenya'da yaşayan en geniş kabilesel grup (ayrıca Gikuyu)

KILDERKIN : English Turkish

n. küçük fıçı

KILIMANJARO : English Turkish

n. Klimanjaro Dağı, Tanzanya'da bulunan ve Afrika'nın en yüksek dağı olan uyuyan volkan

KILL : English Turkish

n. öldürme, tahrip etme, av

KILL : English Turkish

v. öldürmek, avlamak, gebertmek, katletmek, mahvetmek, yalanlamak, kesmek, dindirmek, söndürmek, cinayet işlemek, ortadan kaldırmak

KILL BY INCHES : English Turkish

işkence yaparak öldürmek, yavaş yavaş öldürmek, aşama aşama öldürmek

KILL FILE : English Turkish

ileti süzgeci, İnternet iletileri için istenmeyen anahtar kelimeler listesi, bu ifadeleri içeren iletilerin görünmeyecekleri şekilde yapılan ifadeler listesi

KILL IN A SHOOTOUT : English Turkish

silahlı çatışma sırasında öldürme, karşılıklı silahlı çatışma sırasında öldürme, silahlı çatışma sırasında işlenen cinayet

KILL JOY : English Turkish

keyif bozan kimse, başkalarının neşesini bozan kimse

KILL OFF : English Turkish

canına okumak, öldürmek, hepsini öldürmek, kökünü kazımak

KILL OR BE KILLED : English Turkish

insanın kendini koruması gerekir, seni öldürmelerine izin vermekten çok başkasını öldürmek tercih edilir

KILL SMB : English Turkish

v. adam öldürmek

KILL THE FATTED CALF : English Turkish

kavuşma şerefine ziyafet vermek

KILL THE GOOSE LAYS THE GOLDEN EGGS : English Turkish

altın yumurtlayan tavuğu kesmek

KILL THE GOOSE THAT LAYS THE GOLDEN EGGS : English Turkish

v. altın yumurtlayan kazı kesmek, açgözlülük veya aptallık nedeniyle çok kazançlı bir şeyi yok etmek; çok para getiren bir şeyi mahvetmek

KILL TIME : English Turkish

zaman öldürücü, oyalayıcı