Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LANDOWNERSHIP : English Turkish

n. arazi sahipliği, toprak mülkiyeti

LANDOWNING : English Turkish

n. arazi sahipliği, arsa sahipliği

LANDROVER : English Turkish

n. engebeli arazide kullanılmak üzere tasarlanan dört tekerli araç, cip

LANDS OF DISPERSION : English Turkish

İsrail dışındaki Yahudilerin yaşadıkları topraklar, Diaspora, İsrail toprakları olmayan herhangi ülke veya memleket

LANDS REGISTRAR : English Turkish

tapu dairesi, gayrimenkul kaydıyla ilgili olan resmi kurum

LANDSCAPE : English Turkish

n. manzara, peyzaj

LANDSCAPE : English Turkish

v. bahçe düzenlemek

LANDSCAPE ARCHITECT : English Turkish

peyzaj mimarı, bahçe mimarı

LANDSCAPE ARCHITECTURE : English Turkish

peyzaj mimarlığı

LANDSCAPE GARDENER : English Turkish

peyzaj mimarı, bahçe düzenleyicisi

LANDSCAPE GARDENING : English Turkish

peyzaj mimarlığı, bahçe düzenleme

LANDSCAPE ORIENTATION : English Turkish

yatay düzen, kağıdın uzun tarafları üst ve alt kısımları olacak şekilde sayfa üzerine basma

LANDSCAPE PAINTER : English Turkish

peyzaj ressamı, manzara ressamı

LANDSCAPE PICTURE : English Turkish

manzara resmi, peyzaj resmi

LANDSCAPER : English Turkish

n. bahçe düzenlemesi yapan kimse, bahçe veya büyük arazi alanlarını düzenleyen kimse, bi arazi alanını güzelleştiren kimse (ağaç, çiçek, vs. dikerek)

LANDSCAPIST : English Turkish

n. manzara resimleri çizen ressam, peyzaj resimleri çizen ressam

LANDSHARK : English Turkish

n. limandan ayrıldıkları sırada denizcileri dolandıran kimse

LANDSLIDE : English Turkish

n. toprak kayması, heyelan, göçme

LANDSLIP : English Turkish

n. toprak kayması, heyelan, göçme

LANDSMAN : English Turkish

n. denizci olmayan kimse

LANDWAITER : English Turkish

n. gümrükçü, gümrük memuru

LANDWARD : English Turkish

adj. karaya doğru uzanan

LANDWARD : English Turkish

adv. karaya doğru

LANDWARDS : English Turkish

adv. karaya doğru

LANE : English Turkish

n. patika, keçi yolu, dar yol, rota, yol şeridi, şerit, kulvar