Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LANDAU : English Turkish

n. lando araba, iki bölmeye ayrılmış olan üst kısmı kanlanan dört tekerli binek arabası

LANDAULET : English Turkish

n. küçük lando araba; arka koltuk bölümünün üstü açılabilir olan otomobil

LANDAULETTE : English Turkish

n. küçük lando araba; arka koltuk bölümünün üstü açılabilir olan otomobil

LANDBREEZE : English Turkish

n. karadan esen hafif rüzgar, kara meltemi, karadan denize veya açık sulara doğru esen kara meltemi

LANDED : English Turkish

adj. indi, arazi sahibi, toprak ile ilgili

LANDED ESTATE : English Turkish

gayrimenkul

LANDED GENTLEMAN : English Turkish

arazi sahibi

LANDED INTEREST : English Turkish

n. arazi sahibi

LANDED PROPERTY : English Turkish

n. gayrimenkul, arazi, mülk

LANDED PROPRIETOR : English Turkish

toprak sahibi, arazi sahibi

LANDER : English Turkish

n. inişe geçiren kimse veya şey (uçağı, roketi, vs.)

LANDFALL : English Turkish

n. karanın görünmesi

LANDFAST : English Turkish

adj. karaya bağlı, daimi olarak karada bulunan veya karaya bağlı olan

LANDFILL : English Turkish

n. arazi doldurma, arazi yükseltme, atık alanı, çöple doldurulmuş ve üstü toprakla örtülmüş arazi

LANDFLOOD : English Turkish

n. sel, su baskını; yağmur seli, bir nehrin su seviyesinin aniden kara üzerine çıkması

LANDGRAVE : English Turkish

n. alman prens ünvanı

LANDHOLDER : English Turkish

n. toprak sahibi, mülk sahibi

LANDHOLDING : English Turkish

n. toprak sahipliği, arazi sahipliği, mal sahipliği

LANDING : English Turkish

n. karaya çıkma, iniş, indirme, iskele, sahanlık, inme

LANDING CARD : English Turkish

n. giriş kartı

LANDING CRAFT : English Turkish

çıkartma gemisi

LANDING FIELD : English Turkish

pist, uçak pisti

LANDING GEAR : English Turkish

iniş takımı

LANDING GROUND : English Turkish

iniş alanı, pist, uçak indirmek için kullanılan geniş düz alan

LANDING LIGHT : English Turkish

iniş ışığı, iniş şeridini aydınlatan güçlü ışık