Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

LANCELET : English Turkish

n. batrak, okyanus dibine yuva yapan küçük balığa benzer birkaç hayvandan herhangi biri

LANCELOT : English Turkish

n. Lanselot, Kral Arthur'un Yuvarlak Masası'nın efsanevi şovalyesi ve Kraliçe Guinevere'in sevgilisi

LANCEOLATE : English Turkish

adj. mızrak şeklinde

LANCEPESADE : English Turkish

n. onbaşı yardımcısı

LANCER : English Turkish

n. mızraklı süvari, kadril dansı

LANCERS : English Turkish

n. bir dans türü; bu dansın müziği

LANCET : English Turkish

n. neşter, bisturi

LANCET ARCH : English Turkish

sivri kemer

LANCET WINDOW : English Turkish

sivri pencere

LANCEWOOD : English Turkish

n. sağlam esnek kereste (olta kamışı, yay, vs. yapmak için kullanılan); bu keresteyi üreten ağaç

LANCIFORM : English Turkish

adj. mızrak gibi, mızrağa benzer, mızrak şeklinde

LANCINATE : English Turkish

v. delik açmak, delmek, bıçaklamak; yırtmak, koparmak, yarmak

LANCINATION : English Turkish

n. delik açma, delme, bıçaklama; yırtma, koparma, yarma

LANCS : English Turkish

Lancaster, kuzeybatı İngiltere'de bir ilçe

LAND : English Turkish

n. kara, toprak, memleket, arsa, vatan, arazi, diyar, ülke

LAND : English Turkish

v. karaya çıkmak, yere inmek, düşmek, karaya ayak basmak, yenmek, kazanmak, indirmek, karaya çıkartmak, sokmak, çakmak, vurmak, yapmak

LAND A GOOD CONTRACT : English Turkish

v. iyi bir sözleşme yapmak

LAND A PRIZE : English Turkish

ödül kazanmak

LAND AGENCY : English Turkish

emlak bürosu, emlakçı, parsel arsalar satan işletme

LAND AGENT : English Turkish

emlakçı, malikâne kâhyası

LAND BANK : English Turkish

emlâk bankası

LAND BETTERMENT TAX : English Turkish

arazi iyileşme vergisi, arazileri geliştirme hizmetlerine para kaynağı sağlama amacıyla toplanan vergi

LAND BREEZE : English Turkish

n. karadan esen hafif rüzgar, kara meltemi, karadan denize veya açık sulara doğru esen kara meltemi

LAND CERRIAGE : English Turkish

n. kara taşımacılığı

LAND CRAB : English Turkish

n. kum yengeci