Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ARGIL : English Turkish

n. kil, balçık, çömlekçi çamuru

ARGILLACEOUS : English Turkish

adj. killi, kil gibi

ARGILLIFEROUS : English Turkish

adj. balçıklı, kil veren veya getiren

ARGILLITE : English Turkish

n. arjilit, kil tortusu katmanlarından oluşmuş olan herhangi bir taş

ARGININE : English Turkish

n. arginin, amino asit türü

ARGIVE : English Turkish

adj. antik şehir Argos’un veya Argos ile ilgili, Argos’a dair

ARGLE-BARGLE : English Turkish

ağız dalaşı, tartışma, hareketli tartışma

ARGO : English Turkish

n. güney yarımkürede büyük bir takımyıldızı (Astronomi); Jason ve Argonauts’un Altın Post’u geri almak için Iolcus’tan binerek yolculuk ettikleri gemi (Yunan Mitolojisi)

ARGON : English Turkish

n. argon

ARGONAUT : English Turkish

n. argonot [mit.], altına hücumda kalifoniya'ya giden kimse, altın postu arayan yason'un kahraman gemicisi

ARGONAUT : English Turkish

n. argonot, maceraperest, tehlikeli araştırmalara giden kimse; altın arayışı içinde Kaliforniya’ya (ABD) göç etmiş olan kimse

ARGONAUTS : English Turkish

n. Argonotlar; (Yunan Mitolojisi) kahraman Jason’un liderliklerini yaptığı, mucizevi Altın Post’u aramak için Colchis’e gemiyle seyahat eden maceracılar grubu

ARGOS : English Turkish

n. antik Yunan’da bir şehir; kuzey Indiana’da (ABD) bir kasaba; Odysseus’un av köpeğinin adı (Yunan Mitolojisi)

ARGOSY : English Turkish

n. ticaret gemisi

ARGOT : English Turkish

n. argo, özel dil

ARGOV : English Turkish

n. bir soyadı (İbranice)

ARGUABLE : English Turkish

adj. tartışılabilir, tartışmaya açık

ARGUABLY : English Turkish

adv. tartışılır şekilde, şüpheli bir şekilde, şüpheli bir biçimde

ARGUE : English Turkish

v. tartışmak, görüşmek, itiraz etmek, karşı gelmek, iddia etmek, münakaşa etmek, savunmak, ikna etmek, belli etmek, göstergesi olmak, ispatı olmak; kandırmak

ARGUE AGAINST SMTH : English Turkish

v. aksini iddia etmek, itiraz etmek, karşı çıkmak

ARGUE FOR SMTH : English Turkish

v. savunmak, iddia etmek

ARGUE IT AWAY : English Turkish

ir şeyin var olmadığını tartışmak, başka bakış açısını önemsememeye çalışmak, başka görüşü reddetmek

ARGUE SMB. INTO SMTH : English Turkish

v. ikna etmek, razı etmek

ARGUE SMB. OUT OF SMTH : English Turkish

v. caydırmak, vazgeçirmek

ARGUE SOMEONE INTO : English Turkish

tartışarak bir şey yapmaya ikna etmek, birini bir şey yapmaya ikna etmek