Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LE MANS : English Turkish

Le Mans, Orta Fransa'da bir şehir

LE MONDE : English Turkish

Le Monde, Fransa'da önde gelen günlük gazete

LE PETIT PRINCE : English Turkish

yetişkinler arasında popüler olan Saint-Exupery hakkındaki çocuk hikâyesi

LEA : English Turkish

n. bir bayan ismi; bir soyadı; Yakub'un ilk eşi (İncille ilgili); Homer Lea (
1912), ABD'li asker ve yazar

LEA : English Turkish

n. çayır, otlak

LEA. : English Turkish

n. lig, birlik, federasyon

LEA. : English Turkish

n. deri, hayvan derisinden yapılan malzeme

LEACH : English Turkish

n. yıkayarak arıtmak

LEACH : English Turkish

v. süzmek

LEACHER : English Turkish

n. filtreleyen kimse veya şey, süzme yöntemiyle bir maddeden çözülebilir madde çıkaran kimse veya şey

LEAD : English Turkish

n. kurşun, iskandil, kurşun levha, rehberlik, öncülük, önderlik, önde olma, ilk oynama hakkı (iskambil), örnek, kılavuz, kablo

LEAD : English Turkish

v. başında olmak, yol göstermek, öncülük etmek, önde gitmek, önderlik etmek, yönetmek, yönlendirmek, etkilemek, başı olmak, sürdürmek, sürmek, açmak (kartlarını), götürmek

LEAD : English Turkish

adj. kurşundan yapılmış

LEAD A CAT AND DOG LIFE : English Turkish

kedi köpek gibi zıt olmak, geçinememek

LEAD A DOG'S LIFE : English Turkish

kolay hayat sürmek, rahat hayat sürmek

LEAD A DOUBLE LIFE : English Turkish

v. bilinenden ayrı bambaşka bir hayat sürmek

LEAD A HAND TO MOUTH EXISTENCE : English Turkish

v. kıt kanaat geçinmek

LEAD A HAPPY LIFE : English Turkish

v. mutlu bir hayat sürmek

LEAD A LIFE : English Turkish

v. hayat sürmek

LEAD A PERSON UP THE GARDEN PATH : English Turkish

irini kandırmak, hedef şaşırtmak, yanlış yönlendirmek, kandırmak

LEAD A SOLITARY LIFE : English Turkish

tek başına yaşamak, yalnız yaşamak, başkaları ile fazla iletişimi olmadan yaşamak

LEAD AN ORCHESTRA : English Turkish

orkestra yönetmek, orkestra idare etmek, bir müzik grubuna yol göstermek

LEAD ASTRAY : English Turkish

azdırmak, baştan çıkarmak, bozmak, ayartmak

LEAD AT CARDS : English Turkish

v. kartlarını açmak

LEAD AWAY : English Turkish

alıp götürmek, başlatmak, saptırmak