English Turkish
LITHUANIA : English Turkish
n. Litvanya Cumhuriyeti, Kuzey Avrupa'da Baltık Denizi kıyısında bir ülke (eski Sovyetler Birliği'nin bir parçasıydı)
LITHUANIAN : English Turkish
n. Litvanyalı, Litvanya dili
LITHUANIAN : English Turkish
adj. Litvanya
LITHUANIAN CITIZEN : English Turkish
n. Litvanya vatandaşı (Kuzey Avrupa'da Baltık Denizi kıyısında bir ülke)
LITHURESIS : English Turkish
n. taşın idrara geçmesi (Patoloji)
LITHURIA : English Turkish
n. idrarda fazla ürik asit bulunması
LITIGABLE : English Turkish
adj. dava açılabilir, davacı olunabilir (Hukuk)
LITIGANT : English Turkish
n. davacı
LITIGANT : English Turkish
adj. davacı
LITIGATE : English Turkish
v. dava açmak, mahkemeye başvurmak
LITIGATION : English Turkish
n. dava
LITIGATOR : English Turkish
n. davacı, dava tarafı olan kimse, karara itiraz eden kimse, dava açan kimse (Hukuk)
LITIGIOSITY : English Turkish
n. mahkemeye başvurmaya hevesli olma, dava açmaya eğilimli olma (Hukuk); tartışmayı sevme, kavgacılık (nadir)
LITIGIOUS : English Turkish
adj. dava meraklısı, kavgacı, dava konusu olabilir, kavgalı
LITIGIOUSLY : English Turkish
adv. ihtilaflı bir şekilde, davacı olarak; tartışmayı seven bir şekilde, kavgacı bir şekilde
LITIGIOUSNESS : English Turkish
n. dava açmaya hevesli olma, mahkemeye başvurmaya hevesli olma (Hukuk); tartışmayı sevme niteliği
LITMUS : English Turkish
n. turnusol
LITMUS PAPER : English Turkish
turnusol kâğıdı
LITMUS TEST : English Turkish
ir solüsyonun alkalikliğini veya asiditesini test etmek için kullanılan turnusol kağıdı (Kimya); belirli bir olayın veya niteliğin belirleyici faktör olduğu test (Figüratif)
LITOTES : English Turkish
n. arıksayış, olumlu bir şey belirtmek için olumsuz ifade kullanarak konuşma biçimi
LITRE : English Turkish
n. litre
LITTER : English Turkish
n. tahtırevan, çöp, sedye, kedi kumu, hayvanların altına serilen talaş, bir batında doğan yavrular, dağınıklık, döküntü
LITTER : English Turkish
v. talaş sermek, dağıtmak, karıştırmak, yavrulamak
LITTER BAG : English Turkish
n. çöp torbası
LITTER BEARER : English Turkish
n. sedyeci, sedye taşıyan hastabakıcı, yaralıları taşıyan kimse, yaralı kişileri sedye ile taşıyan kimse
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani