Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

MAKE EASY : English Turkish

v. kolaylaştırmak

MAKE EVERY EFFORT : English Turkish

v. elinden geleni yapmak, her türlü çabayı sarfetmek

MAKE EVERY ENDEAVOR : English Turkish

v. elinden geleni yapmak, her türlü çabayı sarfetmek

MAKE EXPLODE : English Turkish

v. patlatmak

MAKE EYES : English Turkish

v. gözetmek, bakışmak

MAKE FACE : English Turkish

v. surat asmak, surat etmek, somurtmak

MAKE FAST : English Turkish

sıkmak, sağlamlaştırmak, kilitlemek, sıkı bağlamak

MAKE FAT : English Turkish

v. semirtmek

MAKE FEEL : English Turkish

v. hissettirmek, sezdirmek

MAKE FIRM : English Turkish

v. sağlamlaştırmak

MAKE FRIENDS : English Turkish

arkadaş olmak, dostluk kurmak, dost olmak, arkadaşlık kurmak

MAKE FRIENDS WITH : English Turkish

arkadaş olmak, dost olmak

MAKE FUN : English Turkish

v. eğlenmek

MAKE FUN OF : English Turkish

alay etmek, dalga geçmek, alaya almak

MAKE GALLERY : English Turkish

v. galeri yapmak, dehliz açmak

MAKE GIDDY : English Turkish

v. serseme çevirmek, sersemletmek

MAKE GOOD : English Turkish

yerine getirmek, tazmin etmek

MAKE GOOD SHOW : English Turkish

v. kendini göstermek, iyi etki bırakmak, şov yapmak

MAKE GRIMACES : English Turkish

v. yüzünü buruşturmak, suratını ekşitmek

MAKE HAPPY : English Turkish

memnun etmek, mutlu etmek, sevindirmek

MAKE HASTE : English Turkish

acele etmek, çabuk olmak

MAKE HAVOC OF : English Turkish

v. harap etmek, mahvetmek, altüst etmek, kırıp geçirmek

MAKE HAY : English Turkish

otları güneşe yaymak, ot kurutmak

MAKE HAY OF SMTH : English Turkish

karıştırmak, arapsaçına çevirmek

MAKE HAY WHILE THE SUN SHINES : English Turkish

fırsat varken yapmak, fırsattan istifade etmek