Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
MAKE A PILE OF MONEY : English Turkish

servet yapmak, çok para kazanmak

MAKE A PLEA : English Turkish

v. dava açmak

MAKE A POINT : English Turkish

taşı gediğine koymak, cevabı yapıştırmak

MAKE A POINT OF : English Turkish

önem vermek, dikkat etmek, özen göstermek

MAKE A PROMISE : English Turkish

söz vermek

MAKE A RESERVATION : English Turkish

ezervasyon yaptırmak, yer ayırtmak, ön koşul ileri sürmek

MAKE A RIGHT : English Turkish

v. sağa dönmek

MAKE A SACRIFICE OF : English Turkish

v. fedakârlık yapmak, özveride bulunmak

MAKE A SCENE : English Turkish

olay çıkarmak, rezalet çıkarmak

MAKE A SENSATION : English Turkish

v. heyecan yaratmak, merak uyandırmak, sansasyon yaratmak

MAKE A SHOW OF : English Turkish

v. gösteriş yapmak, hava atmak, numara yapmak, numarası yapmak

MAKE A SIGN : English Turkish

v. işaret etmek

MAKE A SIGN TO SMB : English Turkish

v. işaret vermek, işaretle anlatmak

MAKE A SPEECH : English Turkish

nutuk çekmek

MAKE A STAND FOR : English Turkish

direnmek

MAKE A STATEMENT : English Turkish

açıklama yapmak

MAKE A STIR : English Turkish

heyecan yaratmak, heyecan uyandırmak

MAKE A STUDY OF : English Turkish

incelemek, araştırmak

MAKE A STUDY OF DOING SMTH : English Turkish

v. yapmayı öğrenmeye çalışmak

MAKE A TOUR : English Turkish

v. tur yapmak

MAKE A VISIT : English Turkish

ziyaret etmek

MAKE A VOW : English Turkish

adak adamak

MAKE A WRY FACE : English Turkish

yüzünü ekşitmek, suratını ekşitmek

MAKE ACQUAINTED WITH : English Turkish

v. tanışmak, öğrenmek

MAKE ADVANCES TO SMB : English Turkish

asılmak, yaranmaya çalışmak