Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
MAJORITY : English Turkish

n. çoğunluk, ekseriyet, reşitlik, yetişkinlik

MAJURO : English Turkish

n. Marshall Adaları'nın başkenti olan mercanada

MAJUSCULE : English Turkish

n. büyük harf

MAKASARESE : English Turkish

n. Makassarlı yada Makassar muhkimi; Makassar halkının dili

MAKASSAR : English Turkish

n. Makassar, Ujung Pandang'ın eski adı

MAKE : English Turkish

n. yapı, yapılış şekli, biçim; verim, kazanç

MAKE : English Turkish

v. yapmak, etmek, yaptırmak, sağlamak; elde etmek; varmak; ilişki kurmak

MAKE A BARGAIN : English Turkish

anlaşmak (pazarlık)

MAKE A BEELINE FOR : English Turkish

kestirmeden gitmek, doğruca gitmek

MAKE A BID FOR : English Turkish

kazanmaya çalışmak, elde etmeye çalışmak

MAKE A BIG HAUL : English Turkish

malı götürmek, vurgun yapmak, haksız kazanç sağlamak

MAKE A BLUNDER : English Turkish

pot kırmak, gaf yapmak

MAKE A BOLT FOR IT : English Turkish

v. kaçmak, tüymek

MAKE A BONER : English Turkish

çam devirmek, pot kırmak

MAKE A BONFIRE OF : English Turkish

kurtulmak

MAKE A BREACH IN : English Turkish

v. gedik açmak

MAKE A CHECK PAYEBLE TO : English Turkish

v. ne çek yazmak, çeki ne yazmak

MAKE A CLAIM TO : English Turkish

v. sahip çıkmak

MAKE A CLEAN SWEEP OF : English Turkish

kapı dışarı etmek, kovmak, yakasını kurtarmak

MAKE A COMPLAINT ABOUT : English Turkish

v. şikâyetçi olmak

MAKE A CONQUEST OF SMB : English Turkish

n. gönlünü fethetmek, kâlbini kazanmak

MAKE A CRACKING NOISE : English Turkish

v. şaklamak

MAKE A CRACKLING NOISE : English Turkish

v. çatırdamak

MAKE A DASH : English Turkish

v. atılmak, fırlamak, saldırmak

MAKE A DEAD SET AT : English Turkish

kancayı takmak, tavlamaya çalışmak, saldırmak, diş geçirmek