Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

AS A TOKEN OF : English Turkish

elirtisi olarak

AS A WHOLE : English Turkish

tümü, tümüyle

AS AFORESAID : English Turkish

önceden söylendiği gibi, daha önce konuşulmuş, daha önce bahsedilmiş

AS AGAINST : English Turkish

adv. kıyasla, karşılık

AS ALWAYS : English Turkish

her zamanki gibi, daima olduğu gibi, alışıldığı gibi

AS AN EARNEST OF : English Turkish

ciddi olarak, söz vererek; bir şeyin işareti olarak

AS AN EXCEPTION : English Turkish

istisna olarak

AS AN EXPLANATION : English Turkish

açıklama olarak, açıklık getirerek, mantıklı ifade olarak

AS AN EXTRA : English Turkish

ekstra olarak, ek olarak, ilave olarak

AS AN ILLUSTRATION : English Turkish

örnekleme olarak, örnek olarak, açıklama olarak, gösteri olarak

AS AN INDICATION : English Turkish

elirti olarak, bir şeyin işareti olarak, işareti olarak

AS AN INHERITANCE : English Turkish

miras olarak, miras yoluyla, babadan kalma miras ile, aileden nesilden nesil geçerek

AS AN INTERPRETATION : English Turkish

yorum gibi, açıklama gibi, analiz gibi, aydınlatma gibi

AS AN OBLIGATION : English Turkish

zorunluluk olarak, görev olarak, sorumluluk olarak

AS BALD AS A COOT : English Turkish

damdazlak

AS BEFORE : English Turkish

önceden olduğu gibi, bundan önce olduğu gibi

AS BEST AS ONE CAN : English Turkish

elinden geldiğince, bir kimsenin yapabileceği en iyi şekilde

AS BEST HE COULD : English Turkish

elinden geldiği kadar, yapabildiği en iyi şekilde, mümkün olduğu kadar iyi bir biçimde, yapabileceğinin en iyisi olarak

AS BEST I CAN : English Turkish

elimden geldiğince

AS BIG AS A BARNDOOR : English Turkish

adj. ıskalanmayacak kadar büyük

AS BIG AS LIFE : English Turkish

yaşam kadar büyük, hayatta olduğu gibi, gerçekte; şahsen

AS BITTER AS GALL : English Turkish

aşırı derecede acı, çok acı

AS BLACK AS A CROW : English Turkish

karga kadar siyah, koyu siyah renkte olan, zifiri

AS BLACK AS COAL : English Turkish

kömür gibi kara, çok siyah renkli, zifiri

AS BLACK AS INK : English Turkish

kapkara, gece yarısından daha karanlık, siyah rengin kendisinden daha siyah, çok karanlık