Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ASA : English Turkish

"American Soybean Association (Amerikan Soya Fasulyesi Derneği)"; ürünü ve kazanç fırsatlarını arttırmak üzere Amerikalı soya fasulyesi çiftçileri ve (extension) aracı köprü işçileri tarafından 1920 yılında kurulan birlik

ASA : English Turkish

n. "acetylsalicylic acid (asetil salisilik asit)"; aspirin, iltihap sökücü ve ateş düşürücü etkileri olan ilaç, ağrı kesici olarak kullanılan ilaç; aspirin hapı, aspirin içeren hap

ASAFETIDA : English Turkish

n. şeytantersi, çadıruşağı otu

ASAFOETIDA : English Turkish

n. şeytantersi, çadıruşağı otu

ASAHI GLASS CO., LTD. : English Turkish

n. Japon cam üreticisi

ASAHI KASEI CORPORATION : English Turkish

n. Asahi Kasei Ortaklığı; işleyen 7 (elyaf, kimyevi, tüketici ürünleri, konut, yapı, elektronik ve sağlık bakımı) çekirdek şirketi bulunan Japon kimyasal şirketi

ASAHI SHIMBUN : English Turkish

n. Japon haber dergisi

ASANA : English Turkish

n. asana, Yoga ’da kullanılan pozisyon ya da oturma biçimi

ASANTE : English Turkish

n. Asante; güney Gana’nın en önemli etnik grubu; güney Gana’nın bu grubunun üyesi kimse, Aşanti; bir soyadı

ASAP : English Turkish

"as soon as possible (mümkün olan en kısa zamanda)"; çabucak, hızlıca, süratle

ASARUM : English Turkish

n. çobandüdüğü, çobandüdüğünün kurtulmuş kökü

ASBESTINE : English Turkish

adj. asbestos özellikleri olan, asbestostan oluşan ve asbestos ileilgili olan

ASBESTOS : English Turkish

n. asbest, asbestos, amyant

ASBESTOS HUT : English Turkish

asbestostan yapışmış olan baraka, asbestostan yapılan geçici ev

ASBESTOSIS : English Turkish

n. asbest hastalığı, asbest zehirlenmesi (asbest toz solumanın neden olduğu hastalık)

ASCARIASIS : English Turkish

n. akariyaz, askarit infestasyonunun neden olduğu hastalık (parazitler familyası)

ASCARID : English Turkish

n. askarit, parazitler familyası üyesi (yuvarlak solucanlar ve oksiyürleri içerir)

ASCEND : English Turkish

v. çıkmak, yukarı çıkmak, yükselmek, artmak, tırmanmak, pesten tize geçmek [müz.]

ASCEND A THRONE : English Turkish

tahta çıkmak, kral olmak, kral varisi olmak

ASCEND THE STAIRS : English Turkish

v. merdivenleri çıkmak

ASCEND THE THRONE : English Turkish

tahta çıkmak

ASCEND TO THE THRONE : English Turkish

tahta çıkmak, kral olmak, tahtı ele geçirmek, kral olarak taç giymek

ASCENDABLE : English Turkish

adj. çıkılabilir, yükselebilir veya tırmanılabilir

ASCENDANCE : English Turkish

n. yukarı çıkma, üstünlük, egemenlik; hakimiyet, kontrol; soy

ASCENDANCY : English Turkish

n. üstünlük, egemenlik, hüküm sürme, itibar