Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AS SEEN ON TV : English Turkish

televizyonda görüldüğü gibi, televizyonda gösterildiği gibi

AS SHARP AS ANYTHING : English Turkish

öylesine keskin, çok zeki; çok sivri

AS SICK AS A DOG : English Turkish

yataklara düşmek, çok hasta olmak, yatak döşek hasta olmak

AS SILENT AS A TOMB : English Turkish

mezar gibi sessiz, ölüm gibi sessiz, tamamen sessiz

AS SIMPLE AS A CHILD : English Turkish

çocuk kadar masum, bir çocuk gibi masum ve saf

AS SKIN BETWEEN ONE'S BROWS : English Turkish

aşırı derecede, çok, çok fazla, aşırı boyutta

AS SLIPPERY AS AN EEL : English Turkish

kaypak ve dürüst olmayan, kaçamaklı, dürüst olmayan, kaypak, kurnaz

AS SNUG AS A BUG IN A RUG : English Turkish

sımsıcak, çok sıcak ve rahat, sıkıca örtülmüş

AS SOBER AS A JUDGE : English Turkish

ayık, çok ciddi

AS SOFT AS SILK : English Turkish

kadife gibi yumuşak, çok yumuşak, ipek gibi, pürüzsüz

AS SOON AS : English Turkish

ince, hemen

AS SOON AS ONE SEES : English Turkish

adv. görür görmez

AS SOON AS POSSIBLE : English Turkish

ilk fırsatta, mümkün olduğu kadar çabuk, bir an önce

AS SOUND AS BELL : English Turkish

adj. sapasağlam, turp gibi, taş gibi

AS STATED ABOVE : English Turkish

yukarıda belirtildiği gibi, yukarıda belirtildiği üzere

AS STATED BELOW : English Turkish

adv. aşağıda belirtildiği gibi

AS STIFF AS A POKER : English Turkish

aston yutmuş gibi

AS STIFF AS A RAMROD : English Turkish

adj. aşırı ciddi, aşırı sert

AS SUCH : English Turkish

unun gibi, kendi başına, olduğu gibi

AS SURE AS FATE : English Turkish

şüphe götürmez, kesin, çok emin

AS SWEET AS HONEY : English Turkish

al gibi

AS THE CASE MAY BE : English Turkish

icabında, şartlara göre, duruma göre

AS THE CROW FLIES : English Turkish

dosdoğru, kuş gibi uçarak, dümdüz, kuş uçuşu

AS THE NIGHT FOLLOWS THE DAY : English Turkish

hiç şüphesiz, tamamen kesin

AS THE PHRASE GOES : English Turkish

adv. denir ya, tabiri caizse