Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NO WORSE THAN : English Turkish

-den daha kötü değil, daha başarısız değil,
kadar iyi

NO, IT'S NOT FOR ME : English Turkish

hayır bu benim için degil

NO-CONFIDENCE MOTION : English Turkish

güvensizlik oyu, şu anki hükümete güven eksikliğini belirten oy

NO-SMOKING ZONE : English Turkish

sigara içilmeyen alan, sigara içilmesinin yasak olduğu alan

NO-WIN SITUATION : English Turkish

hiç kimsenin galip çıkmadığı durum

NO. : English Turkish

kuzey, pusula üzerinde güneye zıt olan yön

NO. : English Turkish

sayı, rakam, matematiksel değer veya onun sembolü; tanımlayan numara (örn.: evin); dizi birimi; parça

NOA : English Turkish

n. bir bayan ismi (İbranice)

NOA : English Turkish

n. belirli bir dilde olumsuz çağırışımı olmayan veya tabu olan sözcük

NOAH : English Turkish

n. Nuh

NOAH WEBSTER : English Turkish

n. (
1843) ABD'li sözlük yazarı ve eğitimci

NOAH'S ARK : English Turkish

nuh'un gemisi

NOAH'S ARKING : English Turkish

Nuh'un gemisi, bilekten gülünç derecede yukarda kısa pantolonlar giymek

NOAH'S DOVE : English Turkish

takımyıldızı, yıldızlar topluluğu

NOAH'S FLOOD : English Turkish

Nuh tufanı, kötü bir dünyayı yok etmek için Allah tarafından gönderilen sel (İncil'den)

NOAM : English Turkish

n. bir erkek ismi (İbranice)

NOAM CHOMSKY : English Turkish

n. (1928 doğumlu) ABD'li dilbilimci ve eğitimci

NOB : English Turkish

n. baş, kafa, kelle, züppe, zengin soylu, asilzade

NOB-END : English Turkish

(Argo) penisin kafası; reddedilmiş kimse; hıyar

NOBBLE : English Turkish

v. sakatlamak (yarış atını), rüşvetle kazanmak, çalmak, dolandırmak, yakalamak

NOBBY : English Turkish

adj. havalı, gösterişli, şık, fiyakalı

NOBEL : English Turkish

n. Nobel

NOBEL LAUREATE : English Turkish

n. bir Nobel Ödülü sahibi (Nobel Ödülleri çeşitli profesyonel mesleklerde üstün başarılara imza atanlara verilir)

NOBEL PEACE PRIZE : English Turkish

n. nobel barış ödülü

NOBEL PRIZE : English Turkish

n. nobel ödülü